Operasyon tamam mı? Bizim medya, G.Saray için iki maçta notunu verdi: "Operasyon tutmuştur!" Nasıl olsa, Vefa küme düştü ya, iki günde başarılı bir geçmiş elin tersiyle itiliverdi. Sahi, yeni bir düzen kurmak bu kadar kolay ve bu kadar basit mi? Basitse, Fatih Terim bunca sıkıntıyı neden çekti ve G.Saraylılar'a bunca işkenceyi niçin çektirdi? Bize göre, operasyondan öne çıkan doğru Bratu, Petre ve biraz da Ömer Erdoğan'ın futbolu. Daha fazlası için acele etmeye gerek yok! İki ay hak mahrumiyeti cezası Anlamsız cezalar vardır. Vereni de, cezayı çekecek olanı da güldürecek türden. Gençlik ve Spor genel Müdürlüğü, Judo, Kuraş, Aikido ve Vuşu Federasyonu Başkanı Dr. İbrahim Öztek'e dört ayrı federasyon, 100 bin sporcu, 4 bin hakem ve antrenörün özlük işleri, liyakat ve performans istatistiklerini 5 memurla tutamadığı gerekçesiyle iki ay hak mahmuriyeti cezası vermişti. Spor kamuoyundan bir tek kişi çıkıp da, "Üç ayda bir genel sekreterin değiştiği yerde bu kayıtlar nasıl tutulur? Bu ceza nasıl verilir?" diye itiraz etmedi. Çünkü, ceza da uygulama da kağıt üstündeydi. GSGM'nin yeni Genel Müdürü Mehmet Atalay, kurumu bu tür komikliklerden kurtarmak için personel politikasını da uygulama zihniyetini de temelden değiştirdi. Yeni genel sekreter Rahman Emeksiz ile istikrara kavuşan Judo, Kuraş, Aikido ve Vuşu Federasyonu saat gibi. MIHLAMA Sorumluluk verdiğinize güvenmelisiniz, güvensiz sorumluluk olmaz. Güvendiğinizi de kontrol etmelisiniz, kontrolsüz sorumluluk olmaz! İşte özlediğim Bilgili! Sevgili İlker Yasin, Kanal D'de bir gazeteciyle birlikte başkanları ağırlamaya devam ediyor. Yasin'in geçen haftaki konuğu Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili ve Sabah spor yazarı Kazım Kanat'tı. Kanat'ın karizmasıyla örtüşmeyen basitlikteki soru ve Fatih Terim'in Lucescu hakkındaki ''Adamcağız'' sözüne vurgu yapan açmazına rağmen Bilgili başkan kimseyi incitmemeye ve kırmamaya özen gösteren üslubuyla gönülleri feth etti. O, nazik ve kibar üslubuyla Beşiktaş ve Türk futbolu üstüne öyle güzel ve anlamlı mesajlar verdi ki, gayri ihtiyari kendimi tutamayıp, genç başkanı ben de ayakta alkışladım. Helal olsun!.. İşte özlenen Bilgili başkan profili! Hele, sözün bir yerinde Bilgili'nin, ''Duygusal zeka ve yöneticilik alanında ben bile Lucescu'dan çok şey öğreniyorum'' demesi, sadece bir itiraf ve komplekslerden arındığının ifadesi değildi. Bu sözler, onun dünya çapında bir başkanlığa soyunduğunun nişanıydı. Yolun ve şansın açık olsun Bilgili başkan! Fener'e tercüman lazım Antalya kampında F.Bahçe tercümanı, teknik direktörün sözlerini çevirince ortalık karıştı. Medya ile Alman teknik adam birbirine girdi. Dahi Daum oldu deli Daum! Gerçek çok geçmeden anlaşıldı. Tercüman çeviri hatası yapmıştı. Daum'un sözleri yanlış tercüme edilmişti. F.Bahçe'deki bu iletişim kopukluğu acaba sadece tercümanla sınırlı mıydı? Mesela Daum'un sözleri gibi yönetimin, medyanın ve futbolcuların sözleri de yanlış tercüme edilmiş olamaz mıydı? Suçlu ayağa kalk Hangi birini sayayım size... En iyisi en sondan başlayayım... Yusuf Şimşek!.. Oktay Derelioğlu!.. ..ve Tarık Daşgün! Hepsi, büyük umutlarla geldiler F.Bahçe'ye... ..ve yine hepsi hayalleri yıkılmış, gönülleri kırılmış olarak hüsranla ayrıldılar, sarı-lacivertli kulüpten! Acaba, acaba bu yıldızlar mı suçluydu yoksa onları öğütüp posasını çıkaran değirmen mi? Kayserili edebi Akşam Gazetesi Spor Şefi Remzi Yılmaz önemli bir haberi "şaka'' dipnotuyla mail etmiş. Haber şöyle: ''Kilis'teki Masa Tenisi Minikler Şampiyonası'nda, Kayseri Özel Akansu Koleji'nden Necip Şahin, Kilis Gençliksporlu rakibi karşısında 9-8 önde iken, topun kendi sahasına çarptıktan sonra rakip alana düştüğünü söyleyerek, hakemlerin kendisine verdiği sayıya itiraz etti! Müsabakadan 13-11 galip ayrılan 11 yaşındaki Şahin, 'Yenileceğimi bilsem de hakkım olmayan bir puana rıza gösteremezdim' dedi.'' *** Sevgili Remzi, bu mailden sonra şaka yollu soruyor: "Sevgili dostum, Aşağıdaki haberi okuyunca şaşırdım. Bu kardeşimiz, Kayseri'ye başka yerden göç etmiş olabilir mi?'' Ben de senin hayretine şaşırdım sevgili Remzi. Top ile pop kültürün birbirine karıştığı şu dönemde, siz, Şahin'in hareketine ister, "etik davranış" deyin, ister "fair-play", isterseniz "centilmenlik". Ne derseniz deyin ama benim inanışımda bu hareketin özü "edep"tir. Ülkemizin bir çok şehrinde olduğu gibi Kayseri'de de bu edepli güzel insanlar çoktur. Bilmem anlatabildim mi Remzi!