Nobelciler, ülkesini, kurumlarını, değerlerini yerden yere vurduğu için bir parmak bal çaldı ağzımıza, Orhan Pamuk'a ödül vererek. Tebrikler! Önümde, "ideal" diye imrendiğim; "yılın futbolcusu" seçimiyle ilgili haber duruyor. Hani geçen sene Ronaldinho'nun kazandığı büyük ödül için FIFA, tam 30 futbolcudan oluşan bir liste yapmış. Listede, bir dönem G.Saray'da oynayan Frank Ribery dışında ligimize bulaşmış kimseyi bulamadım. Oysa kimler yok ki listede? İtalyan Buffon, Cannavaro, Gattuso, Nesta, Pirlo, Fransız Henry, Ribery, Thuram, Vieira, Zidane, Almanya Ballack, Klose, Lahm, Lehman, Brezilyalı Adriano, Ronaldinho, Kaka, Portekizli C.Ronaldo, Figo, Deco, Çek Rosicky, Cech, Fildişi Sahilleri'nden Drogba, Gana'dan Essien, Kamerun'dan Eto'o, İngiltere'den Gerrard, Rooney, Lampard, Arjantin'den Riquelme, Ukrayna'dan Shevchenko... Nobel kazanan ülkeden 30 kişilik listeye, hiç değilse aday olarak girebilecek bir Allah'ın kulu çıkmaz mı? Yok!.. Doğrusu ağırıma gitti. Sorarım size bu kimin ayıbı? Hakan Şükür'ü, Fatih Tekke'yi, Nihat'ı, Tugay'ı, Emre'yi, Rüştü'yü kene gibi bitirmeye çalışanlar acaba elindekileri birer dünya markası yapan elin adamlarından hiç ders almaz mı? Eserleri, 14 dile çevrilen Pamuk'ın seçtiği konuları ve tarzını beğenmesek de başarısını alkışlamalıyız. > Kamacı balyoz gibi Faruk Karatop eski milli boksörlerimizden. Önceki gün aradı: "Gelişmelerden haberin var mı?" Hayır, dedim... Başladı anlatmaya: "Caner Doğaneli grogi, sallanıyor." Nasıl? "Artık, Türk boksu kendi içinden gelen bir başkan tarafından yönetilecek. Profesyonel bokstaki ilk Avrupa şampiyonumuz Cemal Kamacı Türk boksuna el koymaya geliyor." Sordum, Doğaneli de eski bir boksör, değil mi? Faruk nazik biri, soruyu soruyla geçiştirdi: "Nerede boks yapmış Caner Başkan? Hiç milli olmuş mu? Kazandığı uluslararası başarı var mı?" Doğaneli'nin seçim başarısını bildiğim için "bekleyelim görelim" diye bitirdim tartışmayı. Ardından arayan arayana... Almanya'dan, Erzurum, Sivas, İzmir ve Ankara'dan... Vedat Akova... Hakemler... Teknik adamlar... Adını ilk defa duyduğum, ama milli olmuş genç boksörler. Etkilendim. En çok da Doğaneli'nin halen yönetiminde bulunan üyenin anlattıkları etkiledi beni: "Caner başkan bu defa kayaya çarptı". Sordum, "Yoksa seni yeni yönetime almıyor mu?" "Olur mu öyle şey... Birbirimizden kopmayız... Ama bu defa muhalefet sandığımızdan güçlü! Eski başkan adaylarından Köksal Özoğluöz ile Feyzullah Aydaş da Kamacı ile beraber. Ayrıca Genel Müdür Mehmet Atalay da var, perde arkasında!" Eğer, Genel Müdür varsa, söyleyecek bir şey yok, dedim. Atalay'ı iyi tanırım, Caner'den hazzetmez, Kamacı'yı sever ve sayar! Anlaşılan o ki, Caner artık istenmeyen adam. Ancak maksat Türk boksunu kalkındırmak değil de Caner'i devirmek ise vay Türk boksunun haline... İşte o zaman yazık olur, bu ülkenin boksuna. "Hele bir Caner'den kurtulalım, sonrasına bakarız" diyenler bu noktayı iyi hesap etmelidir. Zira, aynı zamanda AIBA Genel Sekreteri olan Doğaneli'nin ülkede kaybedeceği bir seçim Türkiye'nin dünya boksundaki ağırlığını da tehlikeye atar. > Sevgi kulübü Galatasaray! Bilanço ortada. Kayıp, Süper Lig'deki 9 maçta tam 15 puan! Geçen sezonun tam 13 puan gerisinde. Böyle durumlar için bir Çin atasözü der ki: "Başarı insana çok şey kazandırmaz, fakat başarısızlık çok şey öğretir." Bu sezon Süper Lig'de Kayseri ve Beşiktaş dışında galibiyeti bulunmayan G.Saray'ın acaba 101. yılında yaşadığı bu kayıplardan öğrendiği nedir? Öğrenmek, kayıpları kazanca dönüştürmenin ilk adımı ise G.Saray hangi adımı atmış ya da atacaktır? Yoksa sihirli cümle Başkan Özhan Canaydın'ın, "Bir sevgi takımı kurduk" sözünde mi saklıdır? Öyle ise Sayın Başkanın kendisi ve teknik direktörü Gerets, bu sevgi çemberinin neresindedir? "Sevgi" üstüne sarı-kırmızılı tribünlerde bir anket yapılsa sonuç ne olur? En sevilen kişi kim olur? Yoksa, G.Saray'ın içine düştüğü açmazı unutturmak için bir "yalan rüzgârı" mı bütün bu söylemler? G.Saray'ı yazıp çizen, yorumlayanlara soruyorum; beraberlikler serisi bir tesadüf müdür? Yoksa, yorgun milliler, çabuk formdan düşen gençler ve Gerets'in yönetim zaafı mıdır? Lütfen "Gerets gitsin!", "Hakan bıraksın" söyleminin ötesinde G.Saray'ı düzlüğe çıkaracak faydalı fikir, görüş ve düşünceleri tartışmaya açın!