Pastırmanın kokusu da güzel

Vay anam vay!... Ağlamak bize yakışmıyor. Alkışlar! Maç sonundaki alkışlar! Elensek de futbolun keyfine tutulan alkışlar!.. "İşte Avrupalı Kayserispor" denilen alkışlar! Ama futbol? İlk yarı pastırma lezzetinde. İkinci yarı pastırmanın sonradan çıkan kokusu gibi! Aman be!.. İkinci yarı da nerden geldi aklıma? Siyatiklerim harekete geçti, romatizmalarım azdı, krizlerin hepsi birden bastı. Aman doktor, yetiş!.. Dakika 10, Gökhan'la bir gol bulmuşsun. Devreyi 1-0 önde kapamanın mutluluğu içinde ikinci yarıya girmişken, Tam "tur geldi" diye sevinecekken, tüm hayaller suya düşmez mi! Yazık!.. Bu ne insafsız futbol böyle?.. Sen, İntertoto'da başla, Macar Sopron, Yunan Larissa ve Arnavut temsilcisi Tiran'ı birer birer kuşgömü pastırma gibi ipe diz, çemenle, as, kurut, servise koy ve afiyetle ye. "Aman tadına da diyecek yok", diyerek ayak ayak üstünde keyif yap!.. Sıra UEFA'da gruplara kalmaya geldiğinde Avrupa'nın en iyilerinden, Hollanda Ligi'nin lideri AZ Alkmaar'la karşılaş. Herkes, "Kayserispor'un işi burada biter, pastırmanın kokusu çıkar" derken, sen git deplasmandan avantajlı bir skorla Kayseri'ye dön. Keyfine keyif kat!.. Gökhan'la golü bulduk. Tamam da tur için yeter mi? Nasıl geçer o 80 dakika? Geçmiyor da zaten... Dembele bütün hayallerin üstüne tüy dikiyor. Ama bu çocuklara kızmak haksızlık olur. Onlar bir hayali gerçek yapmak için uğraştılar. Sarı - kırmızılı formayı giyen herkesi tur gelmese de alınlarından öpüyorum. Bu kadarcık gurur bize yeter!