samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Pilotaj hatasına rağmen

A -
A +

Hani, olacak şey değil ama yine de bizimkisi birazcık fantezi işte! Şu asırlık çınar olan G.Saray Kulübü, tarihi rakibi F.Bahçe'yi şampiyonluk yarışında durdurmak için harekete geçse... Yani, sarı - lacivertli kulüp içinden bir de adam ayartsa; inanın o adam, G.Antepspor önündeki F.Bahçe'ye Christoph Daum'un dün verdiği zarardan daha fazlasını veremezdi. Diyeceksiniz ki, Daum ne yaptı? Ne yapmadı ki efendim?.. F.Bahçe bir Rolls Royce... Uçması için gaza gerek yok; pilotaj hatası olmasın yeter. Ama hayır, Alman teknik adam inatçı mı inatçı; elinde rakibi darmadağın edecek silahlar varken, o kullanmamakta direniyor... Nobre, Tuncay ve Van Hooijdonk gibi gol ustalarını kulübeye mâhkûm ediyor. Yani, ön tekerlekleri söküp atıyor sonra da ''Bu araba niye gitmiyor?'' diye hayıflanıyor. Allah gaflete düşürmesin... Bazen şaşıyor şaşmaması gerekenler de... Oysa Daum'un tecrübesindeki bir teknik adam Servet'in sakat, Luciano ve Serkan'ın cezalı olduğu bir günde, Nobre'ye de, Van Hooijdonk'a da, hatta Tuncay'a da takımda çok rahat yer açabileceği bir dönemde böyle bir hata yapar mı? Maalesef... Oluyor... Teknik hatalar da oluyor... Taktik hatalar da... Rakibi gözünde olduğundan fazla da büyütüp, korkuya da düşebiliyor. Ama F.Bahçe bu... Kalitesi belli... Anelka'sı, Alex'i, Aurelio'su, Rüştü'sü, Ümit Özat'ıyla 24 ayar som altın... Daum hata üstüne hata yapsa da, sarı - lacivertli forma içinde altın gibi parlayan yıldızlardan biri çıkıyor sahneye ve bütün olumsuzlukları bir anda toz pembe bir tabloya dönüştürüyor. İşte dün de Daum'un hatalarını kapatmak için böyle bir kahraman çıktı sahneye... Dilerseniz, bu kahramanı anlatmadan önce birazcık G.Antep'ten söz edelim... Nurullah Sağlam'ın da takımında sakat ve cezalı futbolcular var... Ayrıca olmasasa bile gücü de, eti - budu da belli bu takımın... Nitekim ilk 45 dakika, gol anına kadar F.Bahçe'ye karşı çok akıllıca mücadele ettiler. Hasagiç'in koruduğu kale önünde başarılı bir çizgi savunması uyguladılar. Orta sahada kontrollüydüler. Ancak, F.Bahçe'nin geriden gelen ataklarına karşı hazırlıklı değillerdi. Nitekim, F.Bahçe savunmasında hazırlanan pozisyonlarda Anelka'nın, Alex'in onca ortası ziyan oldu. ''Ah bu kadar kaçar mı?'' denilen pozisyonlardaki hamleleriyle sırıtan Serhat'a rağmen... F.Bahçe markası pes etmedi... İçindeki cevher harekete geçti, Kemal ve Selçuk'un iki şut denemeleri gelecek ''golün'' işaret fişeğiydi. İşte bu sinyali alan kaptan Ümit Özat, Hasagiç'in koruduğu G.Antep kalesinin organize ataklarla teslim alınamayacağı anlayınca ota sahadan bir füze gönderdi. Bu gol, koca bir maçın özetiydi... Sonrası hepinizce malum... 65. dakikada Serhat - Nobre değişikliği gerçekleşti ve tablo birden renkleniverdi. Ama yine de söyleyelim, Tuncay'ın oynamadığı maçlarda, F.Bahçe havası kaçmış gazoz gibi. Maçın hakemi Serdar Tatlı ve yardımcıları çok başarılıydı. Maçın en kritik pozisyonu 71. dakikada yaşandı. Serdar'ın şutunda G.Antepspor'dan Gökhan'ın topuk pasıyla kaleye göndermek istediği top, kaptan Ümit'in eline çarptı. Tatlı, pozisyonu ''devam etttirerek'' hakemlik notunu yıldızlı pekiyiye çevirdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.