Yine de çok yaşa "Profesör!" "O da kim" demeyin. Pek tabii ki kimden bahsettiğimi biliyorsunuz? Dün geceyi kurtarmak için varını yoğunu ortaya koyan adamdan; Sergen Yalçın'dan bahsediyorum? İngiltere'den sonra Prag'da da resitaline devam etti? Ama onun resitali de Beşiktaş'ı kurtarmaya yetmedi. Ne diyelim, Sergenler'in sayısını artıramayanlar düşünsün... Yazık! *** "Profesör"ün lokum gibi paslarının ziyan oluşunu görünce içim gitti? "Ah!" dedim "Ah, şimdi İlhan olsaydı!" Sparta'nın golleri geldikçe kahrettim İlhan'a, "Cezalı duruma düşecek zaman mıydı şimdi?" diye... *** Evet, bazı oyuncular var ki, oynamadıkları maçta daha bir kıymet kazanırlar. Mum gibi aranır olurlar. Sevgili Ahmet Dursun hiç kusura bakmasın. Eğer onun yerinde dün gece İlhan olsaydı, Beşiktaş maç daha ilk yarıda koparırdı, Prag'dan alnının akıyla dönerdi. Ama Ahmet'e de hak veriyorum. Oynamaya oynamaya, melekelerini kaybetmiş, ağırlaşmış. Topu alıyor, düşünüp karar verinceye kadar ya savunma toparlanıyor ya da rakip basıp, pozisyonu bozuyor. Bir de sonradan Ahmet'in yerine oynayan Sinan var. Ne yazık ki, Beşiktaş'ın bu kulvardaki derdine o da çare olacak gibi değil. Eksiği o kadar çok ki... *** Beşiktaş savunması dün gece zaman zaman uyudu. Beşiktaş'ın yediği iki gol de böyle bir anda oldu. Gollerde özellikle Ronaldo ve Zago'nun hatası büyüktü. Ayrıca, Giunti'nin savunmaya yardımı olmasa Beşiktaş çok daha zor duruma düşerdi. Buna rağmen Emre'nin hakkını da verelim. İyi mücadele etti. Ama bir kişiyle bahar gelmiyor. Artık bu saatten sonra Şampiyonlar Ligi hülyası Beşiktaş için kâbus gibi olmaya başladı. Umarım yanılırız.