Luis Henrique yıkıldı, varsın yıkılsın...
“Tecrübe farkı” diyemeyeceğim “İki penaltıyı kurtaran bir kaleci bir takıma bedelmiş”. Böyle maçlarda kaleci önemli.
Açık ve net söyleyeyim dünün açılış maçında favorim grubunu 7 puanla bitiren Fas değil de (tecrübesinden dolayı) Almanya ile 1-1 berabere kalan, Japonya’ya 2-1 kaybeden ve sadece Kosta Rika’ya 7 gol atan İspanya’ydı.
Çünkü “Torres, Asensio ve Olmolu üçlü hücum hattından kurulu Luis Enrique yönetimindeki İspanya geniş alan bulduğunda ezer geçer” dediğim Boğalar şampiyon adayımdı.
Fas’ın savunma destanı
Katar’daki Dünya Kupası’nda bir tek isme odaklandım. O da, Fas’ın yıldızları; ne PSG’li Hakimi, ne Galatasaray’ın ilgi sahasına giren Chelseali Ziyech, ne Sevillalı En-Nesiyri ne de Bayern Münihli Mazraoui’ydi.
İspanya önünde kora kor mücadele ile çeyrek finali hak eden Fas’ta odaklandığım isim; sakatlanan Aguard ile birlikte dörtlü savunmayı başarıyla oynayan Roman Saiss’ti.
Asensi’yu sahadan silen, Olmo, Torres ve Morata’ya geçit vermeyen Beşiktaşlı Saiss gecenin yıldızıydı. Taa ki penaltılarda kaleci Yassine Bono sahneye çıkıncaya dek.
Değerine değer kattı
Katar’da değerine değer katan Beşiktaşlı futbolcu ve arkadaşları alabildiğine soğuk kanlı, ayağa garanti pas yapan akılcı ve diri oyunları ile sonuca giderek takdir topladılar.
Öyle ki ikisi direkten dönen üç pozisyon dışında da İspanya’ya geçit vermediler.
Ezzalzouli, Cheddira ve El Yamig ile öyle bir pozisyonlar yakaladılar ki, doğru zamanlama ve müdahaleyi yapabilmiş olsalar İspanya’yı çok daha önce devirip geceye damgasını vuracaktı Fas.
Maç uzatmalara gittiğinde Cheddira ne yaptı etti ise İspanyol kaleci Unai Simon’u mağlup edemedi. Ama sonunda o da teslim oldu.
İster misiniz, ilk defa müslüman bir ülkede düzenlenen Dünya Kupası’nı Fas kazansın. Dualarımız sizinle Faslı dostlar.
Maçın adamı: Bono