Sakın şımarma Batuhan

A -
A +

Bir kere daha yazıyorum! Beşiktaş'ı G.Antep maçında ipten alan Batuhan Karadeniz, "Bay Gol"ün tarifi gibi! Havada, yerde affetmiyor. Şut, plase, iç vuruş, dış vuruş fark etmiyor. Sağ ayak, sol ayak ve kafa ile golün her çeşidini leblebi çekirdek gibi atıyor. Sanki Kral Hakan Şükür'ün genç yaşta profesyonelleşmiş modeli gibi duruyor, sahada. İddiam şu, bu harika çocuk bu sezon çok konuşulacak Ama, istiyorum ki, Batuhan Karadeniz ismi güzelliklerle yan yana anılsın. Sadece Beşiktaş'ta değil, A Milli Takım'a da yıldızlaşsın! Mesela 2008 Avrupa Şampiyonası'nın en genç yıldızı olarak, dünyayı ayağa kaldırsın! Bunların tersine, 16 yaşındaki genç bir futbolcu için gönlüm razı olmaz!. Ama futbol dünyası bu, acımasız değirmendir, nice yetenekleri öğütmüş bir değirmen! Tuzakların kare ası, "para, şöhret, kadın ve kumar!" Sevgili Batuhan! Sakın kapılma bu tuzaklara! Tavsiyem, sen sen ol, asla şımarma! Sen Sen ol asla kibirlenip de kendini kaybetme! Unutma ki, futbol takım oyunudur. Ağır sorunlar karşısında bile ayakta kalabilenlerin takımı. Evet sevgili Batuhan, yükseldikçe tevazu ile eğil ki, takım içinde yalnız kalmayasın! >>> Duy da inanma! Bizim spor medyası gene uçtu...Ferrari'nin Brezilyalı pilotu Massa'yı "Koyu Fenerbahçeli", Renault'nun İtalyan pilotu Fisichella'yı da "Çocukluğumdan beri Galatasaraylı" diye. Bu bana bir dönemin meydan gazetelerindeki "Yaz kardeşim yaz!.. Al şu resmi altına ne yazarsan yaz! Yalandan kim ölmüş" zihniyeti hatırlattı. Uçun beyler uçun ama biraz da inandırıcı olun! Yoksa bu mesleğe duyulan "saygı" da kaybolacak! >>> Titredik ve kendimize geldik Japonya'daki Dünya Şampiyonası, Türk atletizminin titreyip, kendine geldiği organizasyon olarak tarihe geçecek. Şöyle ki, 10 bin metre bayanlarda son tura kadar yarışı önde götüren Elvan Abeylegesse, dünya ikincisi olarak, Türk atletizm tarihinde bir ilke imza attı! Ardından erkekler 3 bin metre engelli 3. seride Halil Akkaş, 8:22.37'lik derecesiyle ikinci geldi ve finale yükselen ilk Türk olarak tarihe geçti. Bitmedi, bir ilk daha... Bu kez, olimpiyat üçüncüsü olan Eşref Apak erkekler çekiç atmada finale yükseldi. Üst üste yaşanan bu ilkler sizce tesadüf olabilir mi, hayır! Türk sporu, GSGM Genel Müdürü Mehmet Atalay ile birlikte, bütün branşlarda başta özerkleşme olmak üzere köklü bir reform yaşadı. İşte cesur adımlar, bu başarıları da beraberinde getiriyor. Ancak, bu başarılar yeter mi, yetmez! Daha fazlası için daha çok gayret gerekir! >>> Kurt adam Engin Bizim medyayı atmacalara benzetirim... Avını yakaladığında bulutların üstüne taşıyan sonra da yemek için kayalıklara bırakıp, parçalanmasını bekleyen atmacalara... Parlak günlerinde, medyanın kahramanlık hikayelerini ve düşüşündeki en ağır ağıtları yakan medyanın bu durumunu çok iyi bilen "kurt adam" Sinan Engin'in, Beşiktaş Menajeri olarak Batuhan'ın G.Antep maçı sonrası medyaya röportaj vermesine, "Durun!.. O daha süt çocuğu... Önce sahalarda pişecek" diye set çekmesi, inanın çok hoşuma gitti! Sağolasın Sinan Engin!... Bu tavır, körpe bir futbolcunun, "Ben kimim, neyim?" demeye fırsat kalmadan, tepe taklak uçuruma sürüklenmesine izin vermeyen usta bir yöneticilik becerisidir. Bir kere daha teşekkürler Engin'e. Yalnız!.. Ne olur, sevgili Sinan Engin, bu ciddiyetini, yerini genç Batuhan'a bırakırken, küplere binen ve kapılara vuran Delgado için göster, lütfen... >>> Bu dünya rüya alemi Türk medyasının usta yazarı, Şakir Süter'i kaybettik. Üzüldüm! Ama, bu dünyanın bir rüya alemi olduğunu ve her canlının mutlaka ölümü tadacağını düşününce içime bir ferahlık düştü. Hele, 1980'lerde Tercüman gazetesinde yakından tanıma fırsatı bulduğum; ölçülü, sevgi ve saygı dolu insan Şakir Süter'in bu rüya aleminden ayrılışının Berat Kandili'ne denk gelişini düşününce içimdeki o ferahlık daha bir arttı. Nur içinde yat Şakir Ağabey...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.