G.Saray yüksek gerilim hattında riskli biri gösteri yaptı dün gece. Ve Adanaspor, G.Saray'ın "baskın basanındır" anlayışındaki oyununa aynı şekilde büyük bir cesaretle karşılık verince, ortaya seyrine doyum olmayan bir futbol çıktı Ali Sami Yen'de. Maç ve goller şahaneydi. 90 dakikalık mücadelede güzel olmayan iki şey vardı. Biri maçın hakemi Bülent Demirlek'in yönetimi, diğeri de G.Saray'ın savunmasıydı. Önce hakemden başlayalım; Bülent Demirlek, Lukunku'nun nizami golünü yan hakemi Erhan Sönmez'in bayrağına bakarak iptâl etmekle ilk büyük hatasını yaptı. Çünkü o golde ofsayt yoktu. İkinci büyük hatası ise kaleci Kerem'in Cafer'i cezasahasında düşürdüğü pozisyondu. Yüzde yüz penaltı tarifleri içinde yer alan bu hareketi Demirlek es geçti. Biz bununla bitecek zannediyorduk ki; üçüncü büyük hata Ümit Karan'ın iptâl edilen golündeki kararsızlığıydı. Pozisyona o kadar yakın olan bir hakem böyle bir durumda doğru kararı vermek için yan hakemine gitmezdi. Bence sevgili Demirlek dünkü maçın altında ezildi kaldı. Yazık...Yazık... Bir diğer olay ise G.Saray'ın savunmasıydı. Ancak, "Savunma" dedik de sadece Xavier, Bülent ve Hakan'dan oluşan blok değil. Onlar hatalar zincirinin son halkasıydı. Asıl kusur Cimbom'un takım savunmasıydı. Hasan Şaş, Cihan ve Xavier'in tercih hataları üst üste gelince, G.Saray yememesi gereken golleri yedi. İki takımı tartıya koyduğunuzda Cimbom'un bu maçı çok rahat kazanması gerekirdi. Ama biraz önce saydığımız hatalar G.Saray'ın bütün artılarını sıfırladı. Ve olan Lukunku'nun gollerine oldu. Ve G.Saray şampiyonluk yarışında üç puanın pırlanta değeri taşıdığı bir karşılaşmadan iki puan bırakarak ayrıldı. Ve bu da bana göre Beşiktaş'ın ekmeğinin üstüne bal kaymak sürmek demek.
