F.Bahçe'nin iyi yolda olduğunu sezon başında yazmıştık. Sanırım, "Bu sezon herkes F.Bahçeli olacak" yazısını hatırlıyorsunuzdur. G.Saraylı dostlar alındılar: "Dönek misin, sen ağabey?" Değilim elbette, ama sınırlarımızın içine sıkışmış bir takımı körü körüne destekleyecek kadar da fanatik olmadım hiç. Bize Avrupa'da puan kazandıracak takım lâzım. Kupa getirecek ekip lâzım. Bu ideale en yakın takım, baha göre F.Bahçe. Sarı-lacivertliler yıllardır bunun hazırlığını yapıyor. Bu sezon da, rüyayı gerçeğe dönüştürme noktasındalar. Geçmişteki hastalıklardan arınmışlar. Daha azimli, daha istikrarlı ve daha akılcı bir yol takip ediyorlar. Ancak, bu gelişimin vizyona girmesi sahada oynayan takıma bağlıydı. Yani, Daum ve ekibinde düğümleniyordu bütün ümitler. Bizim spor medyası ve F.Bahçe yönetimi, bu konuda ikiye bölünmüştü. Bir grup, güneşin doğuşuna inanmamakta inat ediyor ve "Daum'dan ne köy olur ne de kasaba" diyordu Biz bu görüşü savunanların aksine ümit vaat ediyorduk. Çünkü, Daum uygulamalarıyla Avrupai bir F.Bahçe'nin arayışını tamamlama noktasına gelmişti. Alman hoca, önce oyun anlayışını değiştirdi. Gerçi sistem 4-4-2'ydi. Ama anlayış farklıydı. Alternatifi bol, joker özellikli oyuncular grubundan Serhat ve Tuncay'ı kanatlara, Van Hooijdonk ve Nobre'yi forvete yerleştirerek golcü bir takım için kolları sıvamıştı Alman teknik adam. Tek eksik vardı, orta alanda top dağıtacak, forveti duvar pasları ve ara paslarla destekleyecek bir sihirbazın bulunmasına kalmıştı iş. Daum onu da buldu. Bu isim Alex'ti. Brezilyalı futbolda koşu yolu, derinlemesine pas ve duvar paslarının önemini anlatan bir öğretmen gibi takıma katıldı. Samsun maçını tek başına kurtardı. Hem de futbolun kolektif bir oyun olduğu bilinciyle oynayarak... Kendini göstermekten çok, takımı için çalışarak başardı bunu. Dün yine sahnede aynı sihirbaz vardı. İlk yarısı kördüğüm olan maçta Tuncay'la öyle bir duvar pasına girdi ki, o uyum, o tempo ve o güzellik, F.Bahçe'nin bütün sıkıntılarını bir anda samba coşkusuna dönüştürdü. O coşkuyla Van Hooijdonk'un golü geldi. Özetle, Fener tuttuğu bu güzel yolda müthiş sihirbazın hünerleriyle ilerlemeyi başarıyor. Ama bu başlangıç, samba gösterilerinin ilk denemeleri. İleride daha büyük coşkulara hazır olun.