samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Sihirbazın resitali

A -
A +

Ölü toplar!.. Hayat iksiri olmaya devam ediyor F.Bahçe için!.. Her zamanki gibi Alex ortalıyor!.. Lokum gibi top.... Servet yok... Anelka yok... Luciano yok... Ümit Özat yok!.. Hatta tek hareket dışında F.Bahçe de buharlaşmış durumda Diyarbakır'ın uyku veren sıcağında... Yine de dert değil... Altın kafa Tuncay orada!.. Brezilyalı sihirbazın o lokum gibi ortasına gelip kafayı öyle nefis vuruyor ki!... O can sıkıcı maç bir anda F.Bahçe için şenliğe dönüşüyor. İşte olay bu!... Kırk iki dakika can sıkan oyun bir anda başka bir heyecan kazanıyor! İşte büyük olmak bu!.. İşte Daum'un kaprisine rağmen, vasat, eleştirilen futbola rağmen kazanmayı bilmek bu!.. Eleştiri dedik de, sırası gelmişken anlatalım... İdeal kadrodan 4 oyuncunun oynamadığı bir maçta ''Bugün de oynamazsa ne zaman oynayacak?'' denilen Van Hooijdonk gibi bir yetenek Daum tarafından yine kenarda oturtuldu. Ama şanslı Daum!.. Çünkü elinde Alex gibi her derde deva bir oyuncu var... Bu ligde tek başına takım adam... 24 gol atmış... Bir o kadar da gole asistlik yapmış. F.Bahçe'yi tek başına bugünlere taşımış! Çilingir gibi her kapalı kapıyı açıyor. Çünkü elinde paslanmaya terk ettiği halde sağ kanadı Diyarbakır - İstanbul hattına döşenmesi gereken hızlı tren gibi kullanan ve üç kişiyi birden çalımlayan bir Serhat var... Ortası nefis... O ortaya Nobre'nin vuruşu da aynı güzellikte ... Nobre o golü attığında Serhat için üzüldüm... Eğer o seri güzel hareketlerini bir de golcülüğüyle tamamlamış olsaydı herkes herhalde bir hafta Serhat'ı konuşurdu. Bir de Deniz'in süper oyununun hakkını verelim... Yürekten oynadı dün bu çocuk... Hiç açık vermedi... Aferin doğrusu... İşte F.Bahçe bu...Kalitesi bu... Hiçbir mazerete sığınmadan şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor. Hem de geçmişte Lorant ve Mustafa Denizli'ye zor günler yaşatan Diyarbakır deplasmanında! *** Oğuz Çetin yönetimindeki Diyarbakırspor saman alevi gibi... Sadece ilk 20 dakika Cem Yanık'ın uzaktan sert şutuyla birlikte, Sinan Kaloğlu, Yasin, Yunus ve Göksel'le rakip kalede görünüp kayboldu. Biraz da ikinci yarıda bir iki hareket... Hepsi bu... Bu oyunla sonuç alması da mümkün değildi... Çünkü ferdi çabalarla bir şeyler yapma derdindeydiler, takım hareketi yoktu... Ama tribünleri sahadaki oyuncuların aksine ''Keskin sirke küpüne zarar'' sözünü hiç işitmemişler gibi hiperaktifti!.. Sahayı pet şişe yağmuruna tuttular... Tribünlerden sahaya atladılar... Bereket versin ki güvenlik güçleri soğukkanlı, dikkatli ve başarıydı. Bastırdılar taşkınlıkları.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.