samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Sinan Erdem ve İstanbul!

A -
A +

Sinan Erdem ve İstanbul! Aslında, bugün Barcalonalı Rüştü Reçber'i ve Vedat Okyar'ın bir dönem ''Köylü'' dediği Beşiktaş'ı, başkan Serdar Bilgili ve ekibinin nasıl medyatik ve karizmatik hale getirdiğini yazacaktım... Ama!.. Türk sporunun duayeni, nam-ı diğer adıyla "Bay Olimpiyat", TMOK Başkanı Sinan Erdem'in ani ölüm haberi, gündemi değiştiriverdi.  İstanbul!.. 2012! Olimpiyat Oyunları! Milenyumun bir kaç yıl öncesinde ham hayal idi... Ama, Sinan Erdem o ham hayali olgunlaştırdı... Tam, semeresini alacaktı ki, her faniyi ecel onu da aramızdan alıp götürdü. Sizin anlayacağınız, İstanbul-2012 projesi şimdi öksüz! Ama sahipsiz mi, değil... Aksine, geride o bayrağı taşıyacak çok isim var... Mesela Togay Bayatlı ve Erdoğan Arıpınar... Bu tecrübelerin etrafında oluşacak yeni bir heyecan dalgası... Siyasetteki gibi, TMOK yönetiminde yapılacak gençleştirme harekâtı!... İstanbul-2012'ye daha büyük bir ivme kazandırır. Her ne şekilde olursa olsun, İstanbul-2012 sahipsiz değil... Olmaması da gerekir. Aksi, Sinan ağabeyin kemiklerini sızlatır...  Şimdi gelelim asıl konuya... İstanbul sevdası olmadan İstanbul ne yaşanılır ne de anlatılır... Büyüyeliyici tarihi, muhteşem medeniyetleri, kültürü, coğrafyası, insanı, sevgisi ve saygısyla milyonların gönlünde taht kuran İstanbul... Acaba, spor dünyasında ne kadar tanınıyor? ''Altın boynuz'' denilen Haliç'ten Karadeniz'e doğru uzanan Boğaz'ın iki yakasına serpilen; o görkemli, varaklı, yaldızlı yapılar... Camiler, saraylar, köşkler, çeşmeler, yalılar, hanlar ve hamamlar... Değme senaryolara taş çıkarttıracak ne ilgi çekici hikayeler yaşandı bu şehirde? Kimler yaşadı, neler yaşandı bu harikalar diyarında, aah, dile gelse de konuşsa şu İstanbul! Her bir taşında, her karış toprağında göz alabildiğine tarih, medeniyet ve hayat kokan bu şehir, acaba ne kadar anlatılabildi, ne kadar anlaşılabildi?  Dünya, İstanbul'u tanımıyor... Çünkü, biz tanıtmayı bilmiyoruz. Sahip olduğumuz kıymetlerin farkında değiliz! Bırakın önceki medeniyetleri, koca Osmanlı'yı bile tanımıyoruz... Ama, tanımak, bilmek ve anlatmak mecburiyetindeyiz.  G.Saray'ın UEFA ve Süper Kupa şampiyonluklarında... Naim Süleymanoğlu'nun Time'a kapak oluşunda... Halil Mutlu'nun Dünya ve Olimpiyat rekorlarını dalga geçercesine üst üste kırışında... Hamza Yerlikaya'nın minderde fırtına gibi estiği ve asrın güreşçisi seçilişinde... Sinan Şamil Şam'ın dünya ringlerindeki dansında... Rüzgâr kız Süreyya Ayhan'ın müthiş koşusunda kaçırdık zamanı... Ama?  Şimdi... İstanbul - 2012 projesi için... Tek vücut olma zamanı... Sanayicisi, esnafı, akedemisyeni, sanatçısı, siyasetçisi ve sporcusuyla... Birlikte düşünüp, birlikte hareket zamanı. Dünün muhteşemliği... Bugünün canlılığı... Yarının umutlarıyla dolu bu güzel şehri; İstanbul'u doğru dürüst anlatma zamanı!  Nasıl mı yaparız, bu tanıtımı? Onu da; reklamcılara ve imaj makerlara bırakalım... Hz.Ömer'in "Hamuru fırıncıya ver yarısını yerse yarısını pişirir!" sözündeki gibi işi ehline profesyonel kuruluşların temsilcilerine bırakmalıyız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.