Soma'nın hatırasına!

Ne zor şey; som altından kalplerin acı hatırası üzerine futbol yorumu yapmak. Ahh, şu dünyada ölüm var, ayrılık var... Kadir Has'taki prestij maçında ise acılı yüreklerde SOMA faciasının büyük dramı, kardeşliği, dayanışması ve bir daha böyle elemler yaşanmaması adına anlayana bir dizi ders var. 

Ahh, ne çabuk geçmiş, asırlara bedel üç günlük yas.

Sahi, böyle bir günde neyin nesi bu maç, diyeceğim ama diyemiyorum. 

Zira hayat devam ediyor. 

Sıfıra inen Moussa Sow'un harika asistinde "pas tuttu" denilen Cristian'ın ve Sow'un jeneriklik golleri mi? 

İnanın, altından kalplerin acı hatırasına duyulan saygı duruşundan başka bir şey değil.

Ruhunuz şad olsun aziz şehitlerimiz...  

Günün sorusu; Ersun Yanal kalacak mı, gidecek mi? 

Kanaatim, hocanın bir yere gideceği yok ama kadroda revizyon kaçınılmaz.

Deve dişi gibi yıldızlar yuvadan uçarsa şaşırmayalım. 

Dönelim maça... Teknik, taktik, kadro seçimi analizine gerek yok, bu saatten sonra... Ligi çoktan bitirmiş şampiyon Fenerbahçe, Kadir Has'ta yasak savdı. 

Nasılsa öndeyiz bitsin de gidelim havasında. 

PTT 1. Lig'in yolcusu Kayserispor'da ise bireysel gösteri vardı. Mouche'nin Mert'i panterleştiren şutu, Abdullah'ın üst direği nişanlayan kafası, Nobre'nin bazukası boş tribünlere "biz büyük takımız" mesajından vermekten başka bir şey değildi.

Bağışlayın... Aklınız şimdiye kadar neredeydi, beyler?

Şaşırdım, hâlâ da anlayabilmiş değilim; Kayserispor'un nasıl küme düştüğünü. Yazık... Biseswar, Mijiailovic, Tziolis, Mouche, Bobo ve Nobre ile yıldızlar topluluğu gibi kadrosu... 

Böyle bir takım düşer mi, düşüyor işte. 

Şifre mi; "yönetim sanatı"nda olsa gerek. 

MAÇIN ADAMI