Şu F.Bahçe'de M.United hezimetinin hayal kırıklığını üzerinden atabilmek için elinden geleni yaptı yapmasına da ilk 45 dakika anasından emdiği süt de burnundan geldi. Bu yarı en büyük rakipleri motivasyondu. Sahada yarı uyur gezer bir takım vardı, F.Bahçe adına. Yorgun ve moralsiz kafalar!.. Bezgin ayaklar! Alex ve Van Hooijdonk'un bir şutu ile Luciano'nun kafa vuruşunu saymazsak ilk 45 dakikada F.Bahçe adına pozisyon diyebileceğimiz tek bir atak yoktu. Oysa bütün kurguları galibiyet üzerine yapmıştı Daum. M.United maçındaki hezimette oyunlarını riskli bulguğu oyunculara neşteri vurmuştu. Manchester maçından farklı olarak defansa Önder ve Servet'i monte etmiş, Deniz'i kulübeye çekerken Fatih'i de Serhat'la birlikte kadro dışı bırakmıştı. ..Ve maça çift forvetle başlamıştı!.. Hooijdonk ile Nobre! İkisi de yorgun, ikisi de bezgindi maçın başında. Doğru yerlere koşamadılar, Ümit ve Serkan'ın kanatlardan taşıdığı toplarda ağır kalarak, zamanlama hatası yaptılar. Bu yüzden F.Bahçe ilk yarıdaki ataklarından gol bulamadı. Gerçi bunda biraz da Denizspor'un katkısı vardı. Giray Bulak sahada 3-6-1 dizilişiyle sürdüğü takım maç stratejini beraberlik üstüne kurmuştu. Forvette sadece Ersen Martin'i bırakıp, kalabalık orta sahayı savunmaya yakın oynatarak kendi kalesi önünde etten duvar örüp, Fener'e geçit vermemekti amacı. Giray, hocanın bu plânı ilk yarıda tuttu da. Ama ikinci yarı yine Daum devreye girdi. İki değişiklik yaptı. Manchester'da 6 gol yiyen Rüştü'ye Denizli karşısında "Sana güveniyorum" anlamında 45 dakika forma verdikten sonra ikinci yarı kaleye Volkan'ı koydu. Bu takdire değer bir olaydı. Serkan'ın yerine de M.Yozgatlı'yı koyarak sağ kanada biraz daha hareket getirdi. Nitekim de gol bu kanattan geldi. M.Yozgatlı'nın ortası da Nobre'nin golü de alkışa değerdi. Bu maçta eleştirilmesi gereken iki kişi vardı. Bunlardan biri Tuncay'dı, diğeri de Alex. İkisi de dün vasatın altındaydı. Hele Tuncay öyle toplar ezdi ki!.. Doğrusu bu yönüyle çok göze battı. Nitekim Denizli maçın sonlarına doğru bir pozisyon buldu. Ama karambolü aşamayan top, kaleci Volkan'dan döndü Denizli kalesine gol oldu. Ve Alex de kendini bu golle affettirdi. Dedik ya, Fener dünyayı yener, nitekim yeniyor da!