UEFA göreve

Ohh bee!... Ne sıkıntıydı o öyle!... Yine Tümer!.. Fatih Terim'in üç maçta parlattığı yıldız Tümer, uyandırdı kâbustan Türkiye'yi!.. Türkiye'nin gururu Tümer!.. "Bu benim son şansım!.. Almanya'ya gidersek, bu benim kariyerimdeki en büyük şansım olur!" diyen Beşiktaş'ın kulübesinde pas tutan yıldızı Tümer!.. Seni saygıyla selamlıyorum Tümer!.. Allah ayaklarına güç kuvvet versin... Kötü oynadığımız bir gecede, o usta ayaklar sayesinde play-off'tayız bugün!... Sağ olasın koçum!.. *** Morten Olsen!... Allah!.. Allah!... Tövbe Ya Rabbi tövbe!... Dilim varmıyor aklımdan geçeni söylemeye... Şu mübarek günde, nereden çıktı bu adam!.. Önce, "Ukrayna - Türkiye'ye yatacak!" diye paranoyalar gördü... Dediği çıkmadı... Oleg Blokhin yönetimindeki Ukrayna'yı Türkiye'nin karşısında taş gibi görünce süt dökmüş kedi oldu!.. Belki aklı başına gelmiştir, dedik... Ama ne gezer!.. Adam uyudu uyandı, kâbuslar görmekten kurtulamadı... Bu defa "Arnavutlar, Türkiye'ye kıyak geçecek!" diye tutturmaz mı?.. O da yetmedi, telefona sarılıp, Alman meslektaşı Peter Briegel'e salya sümük ağlamaya başladı... "Ne olur, şu Türklerin işini bitirin!.." Yahu el insaf!.. Futbol bu kadar çirkinleşti mi? Değilse, bu çirkinliğin izâhını lütfen yapar mısın Bay Morten Olsen!.. Briegel'i arayıp yardım istemen "teşvik değil de nedir?" Evet... Bal gibi "teşvik!" bunun adı!.. Şimdi ben buradan, UEFA'yı göreve çağırıyorum... Bakalım, Olsen'in çirkinliği karşısındaki UEFA'nın tutumu ne olacak? *** Morten Olsen'in o asılsız ihbarları üzerine UEFA gözlemcilerinin pür dikkat kesildiği bir maçtı Arnavutluk-Türkiye karşılaşması... Fakat bütün dünya futbolda "kıyak" olmayacağını dün gece bu maçta bir kere daha gördü!.. Evet... Arnavutlar kaya gibi sağlamdı... O bildiğimiz ciğer tadında hiç değildi. Aksine Arnavut biberi gibi acıydılar... Hatta karakteristik inatçılıklarını maçın sonuna kadar sürdürdüler. Bunda Olsen'in katkısı nedir bilemiyorum ama kapasitelerin üzerinde bir oyun oynadıkları ortada Arnavutların... "Niye oynadınız?" diye suçlamıyoruz, oynayacaklar elbet!. İlk 45 dakikada Milli Takımımız'a oyun oynatmadılar... Maalesef!... Dört gün önce Almanya karşısında şiir gibi oynayan Türk Milli Takımı'ndan eser yoktu, Arnavutluk önünde... Korkunç pres karşısında sıkışıp kaldılar... Çıkamadılar bir türlü... Biraz Yıldıray ve biraz da Selçuk ileri çıkmaya çalıştı... Ama onlar da etkisizdi... Bir tuhaflık vardı... Top tutamıyorduk ayağımızda. Zeminin bozuk olmasının etkisi miydi, yoksa finali çağrıştıran maçın stresi mi, ay-yıldızlı kramponların üzerine bir dağ yükleşmişti... İkinci yarı Terim'in yaptığı iki değişiklik kör düğümü çözdü... Okan ve Yıldıray çıktı... Nihat ile Emre oyuna girdi... Top ayağa indi... Yerden garanti paslar başladı... Rakip savunmanın önünde yakaladığı bir topta Halil'in Tümer'i görmesiyle gol geldi... Vuruş belki cılızdı ama gol güzeldi... O an her şey unutuldu... Kötü oyundan bana ne, sonuç güzel ya!... Türkiye play-off'ta ya!.. Helâl olsun!... Devamı gelsin!