Bir hain oyun acımasızca tekrarlanıyor. Ama, şükür Allah'a ki tuzaklar, hep boşa çıkıyor. *** UEFA'nın son, Beşiktaş ve G.Saray'ın İstanbul'da oynanması gereken Chelsea ve Juventus maçlarını tarafsız sahaya alma kararını; bu korkunç plânın farklı bir uzantısı olarak aklımızın bir köşesinde tutalım ve tarihte bir geziye çıkalım. *** Birer din adamı kisvesinde, "Ahmet", "Mehmet", "Hüseyin", "Ali", "Kemal" hatta "Muhammed" adıyla Osmanlı'nın içine sızıp, milleti devletine karşı ayaklandıran Lawrance ve Hempher gibi ajanların, akla hayale gelmeyen hilelerle müslümanı müslümana nasıl düşman edip, koca imparatorluğu tarihten silişlerini hatırlayın! Lawrance ve Hempherler'in yerlerini bugün başkaları almış. Zalimler, tuzaklarına, bir dönem, "sağ - sol çatışması" havası vermişler, devlet yutmamış. Bir dönem "Alevi ve sünni"liği kaşımışlar, başaramamışlar. Bu defa, aynı topraklar üzerinde 7 asır kardeşçe yaşamış, güzel insanımızı "Türk - Kürt" diye bölmeye çalışmışlar. Bir kısım cahiller, Osmanlı'nın son demlerindeki gibi uşaklık oyununa kanıp dağa çıkmış, ordusuyla, milletiyle, devletiyle karşı karşıya gelmiş. Ama; sonunda hain oyunu fark ederek, pişman olup, af dilemiş. Devlet, vatadaşıyla yeniden kucaklaşmış. Sözün özü, sinsi plânlar bir bir suya düşmüş. "Su uyur düşman uyumaz!" sözündeki gibi güzel yurdumuzun, vakur ve dik duruşunu sarsamayan hainler, boş durmamış. Bu defa kendine müslüman süsü veren cani taşeronları bulup, 5'er gün arayla kan ve dehşet kokan vahşi yüzüyle İstanbul'da hortlamışlar. Bu ülkenin güzel insanları, vahşet boyutuna varan seri cinayetler karşısında bile vakur, metanetli ve dik duruşunu hiç bozmamış! *** ..ve bu defa oyunun son halkasına UEFA takıldı!... İngiliz Hükümeti'nin vatandaşlarına yaptığı, "Terör var, Türkiye'ye gitmeyin!" çağrısıyla Chelsea ve Juventus maçlarını tarafsız sahaya alma işgüzarlığına düştü. Karar, terörün dahi sarsamadığı ülkemizi; ekonomi, turizm, spor ve diplomatik açıdan yaralamaya yönelik. Karar, "Ben Avrupa futbolunun patronuyum" diyen bir kurum için, çifte standart ve taraflılığın taa kendisi. Hem de aptalcası... Aynı UEFA, Türkiye'de amatör ve profesyonel faaliyetlere izin verirken, "Bu ülkede terör yok!" ama dışarıdan bir takım söz konusu olunca "Türkiye'de terör var" yaklaşımıyla, saygınlığına kara bir leke sürdü. Futbola büyük bir darbe indirdi. Yandaşları unutsa da tarih bu kara lekeyi silemeyecektir. *** Türkiye Futbol Federasyonu, bu oyuna daha önce düştü. Sevgili başkan Haluk Ulusoy, Selami Özdemir, Aydın Torunoğlu, Metin Kazancıoğlu ve Can Çobanoğlu kritik maçlar öncesi UEFA nezdinde tam 64 toplantıya katılarak, maçı unutup, "İngilizler'i İstanbul'a nasıl getiririz?" telaşına düştü! Sonunda, İngilizler, Portekiz'e gidiyor, biz ise uzaktan seyrediyoruz. Şimdi, aynı tuzak Beşiktaş için kuruldu. Ama, unutulmamalı ki, sarımsağın başına tükürenler, "Görüp göreceğiniz gün bu olur" derler. Nitekim Beşiktaş da, UEFA ve yandaşlarının çirkin oyununu Chelsea karşısında sergileyeceği futbolla bozacaktır. Bundan şüpheniz olmasın.