Toprağı bol olsun... Bu ülke futbolunda devrim yapan Derwall iyi ki bugünleri görmedi. Maalesef, bir tuhaf mektup! Bir tuhaf çaba!.. Bir tuhaf durum!.. FIFA ve UEFA'nın ortak imza ile TFF Olağan Mâli Kongresi'ne denk düşen bir dönemde yollanan "o" mektup, "strateji ve zamanlama becerisi" açısından üstünde çokça durulması ve tartışılması gereken bir hadise! Zamanlama, neden, 3 ay önce ya da sonra değil de, tam kongre günü? Üslup... Neden, üyesi olan 208 ülkeye hitaben değil de, doğrudan Türkiye Futbol Federasyonu'nu hedef alacak şekilde? Siyaset... "Siyasetin futbola müdahalesinden duyulan rahatsızlık" ifade edildiği halde neden yine "siyasetin kanun gücü"nden medet umularak, ortak bir grup çalışması istenir? Çarpıklıklar öyle çok ki... Sahi, 3813 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun benzeri bir yapılanma dünyanın kaç ülkesinde var? Bildiğim kadarıyla, futbolda gelişmiş ülkeler, kanun gücüne ihtiyaç duymadan sadece ANA STATÜ ile idare ediyorlar futbolu. Ama biz kanun gücüne rağmen kaostan öteye geçemiyoruz, neden? Sadece futbola has bir durum da değil bu... Türkiye, Olimpiyat Kanunu yapan dünyadaki ilk ülke... Ama, aradan geçen onca yıla rağmen, olimpiyat almayı başaramayan bir ülke... Doğru olan şu, siyaset futbola müdahale etmemeli ama futbol da kendi kendini yönetebilmeli! Maalesef zaaf burada... Doğru bir genel kurul yapısını tesis edememekte... Zaaf, olayları analiz etme noktasında... Zaaf, tavsiye kararından öte bir anlam taşımayan FIFA ve UEFA'nın o mektubunu bir muhtıra gibi algılamamızda. Zaaf, "Türk futbolu kendi kendini idare eder, sana ne oluyor FIFA ve UEFA" diyecek olanların, olağan mali genel kurulu amacının dışına taşıyıp, seçime dönüştürme veya onu engelleme çabasında... Zaaf, "tam serbestlik" diye aylardır haykıranların, konuşması gereken bir gün ve yerde sus pus olup, usul hakkında söz alamamış olmasında. Sonuç mu, koca bir hiç!