Vah benim gençliğim!

Şu gençlerin vaziyetine bakın ve ülkedeki büyüklerin biçare halini anlayın! Sözüm ona; ülke futboluna lokomotiflik yapan iki güzide kulübümüzün gençleri, Florya Metin Oktay Tesislerindeki U17 maçında futbol oynamak yerine birbirlerine giriyorlar. Öyle böyle bir kavga değil bu, taraftar da karışıyor olaya, tam 13 futbolcu yaralanıyor! Sahada başlayan maç, karakolda bitiyor. Yahu, nedir bu gerginlik? Spor mu yapıyorsunuz yoksa savaş mı? Söyleyin efendiler, bu mu bu ülkenin futbol kültürü? Bu mu, bu ülkenin futbol gençliği? Bu mu, 2.8 trilyon TL'lik dev bütçesiyle övündüğümüz, futbol pastasının lezzeti? Yazık, ayıp ve günah! Vah benim gençliğime vah ki vah, benim futboluma! Yasa üstüne yasa olur mu? Yasa üstüne yasa olur mu, hayır ama bizde maalesef oluyor. Çünkü yasa yapıyoruz, ya kâğıt üstünde kalıyor ya da 5149 gibi 6 yılda kadük oluyor. Hem de kanundan sonra; şiddet olayları 4 kat artmış olarak. Ne tuhaf bir durum değil mi? Peki, bu kifayetsizlik, niçin? Taslak, "Ben yaptım oldu" zihniyetiyle değil de yeterince tartışılıp olgunlaştırılarak kanunlaşsa, yetersiz kalır mı, hayır. Kanunun amacına ve kapsamına dikkat edilmiş olsa, medya mensuplarının antrenmana dahi akredite ile girdiği Florya Metin Oktay Tesisleri'nde bu tür olaylar yaşanır mı, bin kere hayır. Ama bizim yöneticiler, öze inip meselenin aslını anlamak yerine sonuçlara odaklı yaşadıkları için ne 5149'da; "Spor alanları ile çevresinde sporun ruhuna uymayan davranışların kontrolü ile kamu güvenliğinin sağlanmasına yönelik düzenlenmelerin müsabaka öncesinde alınması" gereğini yerine getirebiliyorlar ne de o kanunun sadece Süper Lig için değil diğer spor alanlarını da kapsadığının farkındalar! Kanunun önemini kavrayamadıkları için maalesef, G.Saray-F.Bahçe U17 maçındakine benzer olaylar gırla gidiyor, bu ülkede. Sonra? Ateş bacayı sarınca da, maksat spor olsun misali, "Aman bu yasa yetersiz, yenisini yapalım" diye feveran ediyorlar. Burası Patagonya mı ki, efendiler, iki de bir kanun yapılsın. Heyhat!.. Aston Villa mı? F.Bahçe'nin gözden çıkardığı Kazım, Aston Villa yolundaymış, nerde o günler? Duy da inanma, diye buna derler. Taiwo! "Demir, tavında dövülür" diye bir söz var, bilirim. Ama Fransa'da Marsilya'da inanılmaz işler yapan Taye İsmaila Taiwo'nun F.Bahçe'ye geleceğini rüyamda görsem hayra yormam! Çünkü Nijeryalı sol beki İtalyanlar ve İspanyollar, F.Bahçe'ye asla bırakmaz. İnter çekilse, Barcelona çekilmez. Kamerunlu orta saha oyuncusu Jean Makoun'un transferini inanılır bulurum. Aslantepe müthiş! Gittik, gezdik, gördük ve hayran olup döndük. Hayırlı, uğurlu olsun, kıskanılmayacak gibi değil, Aslantepe, muhteşem olmuş! Dileriz, diğer kulüplerimiz de bu evsafta statlar yaparlar da, birbirlerinden doğacak bu rekabet ile kaliteyi artırır, uluslararası rekabette, bir adım daha öteye geçerler. İşte şiddeti körükleyenler! Heyhat, böyle bir körlük olur mu? Hiç kusura bakmasınlar; ne TFF Başkanı Mahmut Özgener ve ekibi ne de Spordan Sorumlu Bakanımız Sayın Faruk Özak Beyefendi. Sporda Şiddet ve Düzensizlikle ilgili yeni yasa için boşuna çırpınıp duruyorlar! Affedersiniz beyler, bu ülkede zaten Sporda Şiddet ve Düzensizliğin önlenmesine dair bir kanun yok mu, var. Kim inkâr edebilir, 5149 sayılı kanunu? Peki, o kanun var da neden uygulanmıyor? İşte şiddeti körükleyen gerçek, bu yasa tanımaz zihniyet, medya değil!