Virabismillah!

Spordan Sorumlu Müdürümüz Sadık Söztutan Ağabey yeni bir sorumluluk yükledi, omzumuza; "Hocam'a devam ama" dedi, "Bir de Fenerbahçe köşesi istiyoruz senden." Emir büyük yerden, hayır demek ne mümkün? İnşallah muvaffak oluruz. Başkanlara bravo! En çok eleştirdiğim iki başkan Aziz Yıldırım ve Adnan Polat'tı düne kadar. Fakat itiraf edeyim, bu ikili, Türk sporunda öyle bir dostluğun mimarı oldular ki, bugün ayakta alkışlıyorum onları; F.Bahçe-G.Saray derbisi öncesindeki Türk futboluna milat olacak dostluğun meşalesini ateşledikleri için. F.Bahçe'yi kim yönetiyor? Yıllardır hep aynı şey, "Başkan Aziz Yıldırım, F.Bahçe'de her şeye karışıyor, takımı bile o yapıyor!" Bırakın Allah aşkına, ne takımı, ne karışması? Aziz Başkan'ın tek isteği var o da F.Bahçe'yi bir dünya kulübü yapmak! Onun da yolunun kurumsallaşmaktan, kendi değerlerini kendisinin yetiştirmesinden geçtiğini cümle alem gibi o da biliyor. Müdahelesi bu noktada gördüğü yanlışlara oluyor. Böyle durumlarda başkan karışmasın da ne yapsın, sistemin tıkanmasını seyir mi etsin? Kocaman isabet! Ne kadar araştırırsan araştır, transfer gayya kuyusuna atılan taş gibidir, ya tutarsa misali... "İyi" diye alırsın, Güiza gibi doku uyuşmazlığı yaşar. "Vasat" sanırsın Yobo gibi yıldız olur çıkar. "Takım kurtarır" diye umarsın, Ortega gibi umarsız çıbanbaşı olur. Bu talihsiz sonuçlar karşısında kül olan parana mı yanarsın, elinden uçup giden fırsata mı, yoksa hayal dünyasındaki kaybolan zamana mı? Gerçek bu, inanın; her kulüpte en zor iştir, transfer! Fakat bu zor işi F.Bahçe, ilk defa bu kadar kolay ve faydalı şekilde çözdü. İşte belgesi... Bu sezon kimleri aldı F.Bahçe; Stoch, Dia, Niang, Caner, Yobo ve İhan... Yani 6 futbolcunun 5'i oynuyor. Yani isabet oranı, altıda beş. Var mı, F.Bahçe'den daha isabetli seçim yapanı? Kaç tane Alex var? Alex yorğun ve isteksiz, doğru. Alex heyecanını kaybetmiş, o da doğru. Alex ağırlaşmış, yüzde bin doğru. Alex alıngan olmuş, imtiyaz istiyor, milyon kere doğru! Peki, bırakın F.Bahçe'yi de söyleyin kaç tane Alex var Türk futbolunda? Bir Serdal Adalı bulamadı! İnanın, seçildiği günden beri kaç yönetici değiştirdi, saymaya iki elimin parmakları yetmedi, Onca yönetici içinden ne Koç, ne Mosturoğlu, ne de Kiğılı, hatta ne paşası, ne hukukçusu, ne de iş adamı, hiç ama hiç biri Beşiktaş'ta bir Serdal Adalı'nın yaptığını başaramadı. Düşünün Schuster, Querasma, Guti ve Iverson gibi tribünü heyecana boğacak önemli transferlere imza atan bir yönetici bulmuş olsaydı, Aziz Başkanın keyfine doyum olur muydu? Kontratak! Eleştiriler ciddi, "Aykut Hoca, F.Bahçe'nin oyun karakterini değiştirdi, hücum oynayan takım, kontratak ekibine döndü, bu olacak iş mi, kazandığımız bir derbi yok!" F.Bahçeliler haklı, Aykut Hoca genleriyle oynuyor takımın. Gerçek bu, ama niçin oynuyor, F.Bahçe'yi adına yakışan büyüklüğe kavuşturmak için değil mi? Her atak aslında sindirilerek olgunlaşan bir kontratak düşüncesinin eseri değil mi? Düşünün, taktik olgunluğa erişen bir takımda, ışık hızında oynayan Dia'yı kim durdurabilir, Stoch'un oyun zekasına kim tedbir alabilir, Alex'in tecrübesi ve Niang'ın kalabalığı yara yara yaptığı gol vuruşlarına kim engel olabilir? Bırakın F.Bahçe'yi Aykut Hoca'ya, bildiği gibi oynatsın. HOCAM Şota kapışması! Vitesse'nin Gürcü iş adamı başkanı Merab Zjordania, Kayserispor'un hocası Şota Arveladze'ye "Gel takımımın başına geç" diye teklifte bulunmuş. İnanmam zor. Doğru ise bu bir ayartmadır ve FIFA'nın etik normlarına uygun düşen bir durum değildir. Ayrıca, ne gereksiz bir tartışma, "Kayserispor Şota'yı bırakır mı, bırakmaz mı?" polemiği. Bıraksa ne çıkar, bir kişiye mi endeksli koca kulüp? Unutmayın, bugün Şota'yı öne çıkaran sistem, Türk futboluna Ertuğrul Sağlam ile Tolunay Kafkas'ı armağan eden sistemdir. Hiç değilse bunu hatırlayalım da, bir kerecik olsun o sistemi kuran Mehmet Özhaseki, Recep Mamur ve Süleyman Hurma'ya hakkını teslim edelim!