Yıldırım'ın gölgesi düştü

Anladık, futbol hatalar oyunu. Tamam da, bu kadarına da pes be, kardeşim! Bir maçta, elbette hakem hatası olur. Ancak o hata, sonuca tesir etmemeli! Maalesef, Avni Aker'de son yıllarda seyrettiğim; en tempolu, en mücadeleci ve en heyecanlı Trabzonspor-G.Saray karşılaşmasının üstüne, maçın hakemi Yunus Yıldırım'ın gölgesi düştü, dün gece! Yazık! Trabzonspor, galip bitirebileceği bir maçtan tek puanla çıkarak, belki de şampiyonluk şansını tüketti. *** Maç, "İyi futbolcu mu, değil mi?" diye üstüne bahisler tutulan Alanzinho'nun muhteşem, falsolu bir dış vuruş, golüyle başladı! Ağzım açık seyrettim, - bilardocu Semih Saygıner'in bant yaparak sayı kaydetmesine benzeyen - Alanzinho'nun o direğe çarpıp, fileleri bulan vuruşunu! Orta sahanın solunu mükemmel kullanan Brezilyalı süperdi. Top tekniği ve takımı dikine oynatma çabasıyla alkışı fazlasıyla hak etti. Nitekim o ataklardan birinde Mehmet Güven tarafından öyle bir biçildi ki, "İnsaf!" diye haykırıp ayaklandım oturduğum yerden. Pozisyon, tartışmasız faul ve sarı karttı! Fakat heyhat! Ortada ne kart var, ne de faul! Daha dramatik olanı, devam eden o pozisyondan G.Saray'ın Baros'la skoru 1-1'e getirmesiydi! Şimdi, Trabzonspor 1-0 önde, atağa kalkarken, atağının kesildiğine mi yansın yoksa o verilmeyen faul sonunda yediği gole mi? Futbolun adaleti, bu mu olmalıydı? *** Bordo-mavililer, maçı "3 puan"la bitirmek için uzun toplarla yüklendikleri sırada ikinci kez şoka uğradılar. Sahnede yine Mehmet Güven vardı. Onun uzun ortasında, kaleci Sylva topu kısa tokatladı, Arda araya girip, takımını 2-1 öne geçiren golü attığında, "Bu maç böyle bitmez" dedim kendi kendime. "Biterse, Trabzonspor'a haksızlık olur!" Yaser'in kırmızı kartla atılmasından sonra Trabzonspor, 11-10 avantajını iyi kullandı, Colman'la 2-2'lik eşitliği yakaladı. Ama şurası bir gerçek ki, teselli ikramiyesi gibi gelen bu sonuç ile şampiyonluk yolunda bir yara aldı.