Kim ne derse desin, bu ülkede ne yaptığını bilen tek kulüp başkanı var o da Aziz Yıldırım. Kimse buna alınıp, gocunmasın! Bu ülkede futbol adına Aziz Başkan ne derse o olur, oluyor da. Neden bu kadar iddialı laf ediyorum; Aziz Başkanın son kongreye giderken açıkladığı hedeflere bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Yıldırım, o genel kurulda kongre üyelerine, "Size, katıldığı her branşta şampiyon F.Bahçe vad ediyorum" dedi. Bugün F.Bahçe'nin yarışıp da kupa kaldırmadığı kulvar kalmadı. Bu sezon da 5'te 5 yaptı. "Milli Takımlara en fazla sporcu veren kulüp olacağız" dedi, bunu da başardı. "Futbolda üç yılda üç şampiyonluk" dedi, ilkini kıl payı farkla son maçın son anında kaçırdı. "F.Bahçe kendi yıldızlarıyla yükselecek" dedi. O, "6 hafta dayanamaz, tuzla buz olur" denilen F.Bahçe'nin has evladı Aykut Kocaman'la şampiyonluğa ulaştı. Şimdi, sıra Aziz Başkanın en önemli projesine geldi ki, o sistemi temelden değiştirecek bir TFF yönetim projesi. O projede ne var? FUTBOLU KULÜPLER YÖNETMELİ Aziz Başkan istiyor ki; Profesyonel futbolun yönetimi Kulüpler Birliği'ne bırakılmalı. TFF enerjisini gelişime harcamalı. Kulüpler Birliği'nin statüsü, yetki ve görevleri özel kanunla belirlenmeli. Amatör futbol ve Milli Takımlar, TFF çatısı altında toplanmalı. Profesyonel ligler, Avrupa'daki gibi tüzel kişilik olmalı. Profesyonellik kriterleri yeniden tanımlanmalı. Amatör ligler, kent, bölge ve ulusal olarak yeniden yapılandırılmalı. Amatör futbolculara ücret ödenmemeli. Süper Lig'de futbolcular için ödenen yüzde 15.6, 1. Lig'de yüzde 10.6 olan stopaj oranı ve teknik adamların yüzde 35'lik gelir vergisi indirilmeli. Sponsorlara, daha anlamlı avantajlar sağlanmalı. GSGM'ye ait tesisler, kulüplere devredilmeli. Kirasını düzenli ödeyen kulüpler, bedelsiz devir hakkından yararlanmalı. Protokol tribünü uygulamasına son verilmeli. Protokole tabi kişileri kulüpler belirlemeli. ÖZGENER DİRENDİ, AYDINLAR ÇIKTI Aziz Başkan, bu plânını Mahmut Özgener'e kabul ettiremezdi, nitekim ettiremedi de. Ama Kulüpler Birliği'nde sağ kolu olan Göksel Gümüşdağ'ın ikinci adam olacağı Mehmet Aydınlar'ın başkanlığında TFF'de bunları başarması pekala mümkün. O yüzden, Aydınlar ismi ilk gündeme atıldığı gün, Başkanın kardeşi Ali Yıldırım vasıtasıyla bu adaylığı Aziz Bey'in "tiyatro" olarak yorumladığı ve iradesi dışında geliştiği yönündeki tezlere hiç inanmadığımı ifade ettim. Mehmet Atalay'a karşı Göksel Gümüşdağ isminin bizzat Aziz Başkan tarafından öne atıldığını yazdım. Çünkü F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın bu plânı Özgener gibi Atalay'a da kabul ettirmesi mümkün değildi. Sadece Yazıcı mı? "UEFA Kriterleri göz ardı edilemez!" diye bu ülkede yazan ilk gazeteciyim. UEFA Başkan Vekili, Şenes Erzik'ten öğrendiklerimi, özellikle de, Mali kriterlerin önemini katıldığım her programda seslendirdim. Dedim ki, "Yöneticilerin sorumluğu arttı, kulüplerin muhasebe düzeniyle artık kimse bakkal defteri gibi oynayamayacak. Santimin bile hesabının sorulacağı bir dönem başlıyor.".Fakat sanki biz bunu hiç anlatmamışız gibi eski beylik düzen devam ettiriliyor. Nitekim Bursaspor'da Başkan İbrahim Yazıcı'nın başına gelenler, bu kural tanımazlığın baş ağrısından başka bir şey değil. Kulübün parasını kendi hesabına aktardığını kabul eden Başkan Yazıcı, mahkemede "Kötü niyetim yoktu. Her şeyi kulübün menfaati için yaptım. Kendim ve ailem için hiçbir menfaat teminim olmadı. Borç batağındaki kulüp, benim çalışmalarım sonucunda bugünlere geldi" demiş. Bu doğru mu, kanaatimce yalanı yok. Zaten aksini kim söyleyebilir ki? Ama Yazıcı'nın doğrusu, bırakın Türk mahkemelerini, UEFA'nın ve temiz futbol için çırpınan FIFA'nın doğrusu değil. Benim asıl merak ettiğim ise bu yanlış yöntemi yönetim tarzı olarak seçen sadece İbrahim Yazıcı mı, acaba? Kulüpler ve TFF denetçilerinin bu hususta ne düşündüklerini çok merak ediyorum. MIHLAMA İleriye bakmayan geride kalır!