Yine hüsran

Tesadüf mü yoksa tevafuk mu? Bordo-mavililerin 6 maçta sadece 1 kez yenebildiği Manisaspor dün yine Trabzonspor'a morali çok gördü. Eski silahı Isaac'in plasesi ile vurdular Trabzonspor'u. Eee.. ne demişler; "Sen bilmezsen kıymetini el bilir kıymetini". Eminim, "Un, şeker, yağ varsa, elbet helvayı yapacak biri de bulunur", diye düşünenler dün Ersun Yanal'ın kulaklarını "Ne büyük hata yapmışız" diye bolca çınlattılar. Üst üste yaşanan şu şoka bakın. Suçlu kim? Aslında akla gelen ilk isim; Belçikalı Hugo Broos!.. Ama onun ellerinde Trabzonspor tempo kazanmış, pozisyon üretebiliyor da bir türlü zafer kazanamıyor. Çünkü, ideal 11'i hâlâ bulabilmiş değil Belçikalı teknik adam. Futbol da öyle bir oyun ki, iyi oynayan değil, atan kazanıyor. Nitekim, dün Trabzonspor, biri Engin'in vuruşunda direkten dönen, diğeri kale çizgisinden çevrilen iki net pozisyon yakaladığı halde galip gelemedi. Bordo - mavili takım acil bir müdahale bekliyor, ama bu müdahale, "Pişmiş aşa su katan", umutsuz vak'a Umut'unki gibi olmamalı. O müdahele nedir diyenler için açalım. Hani Cale'nin soldan ortasına yükselen Selçuk'un kafayla gönderdiği top, kaleci İlker'i geçmişken çizgi üzerinde Umut'un çevirdiği o talihsiz müdahale ile ofsayta düştüğü an. Yetenekleriyle uğruna Isaac'i feda ettiren Alanzinho, Broos'un 11'ine bile girememiş. Sebep malum, 6 yabancı kontenjanı. Maçın, "Alanzinho'suz" olamayacağını Broos anladığında ise doğru değişikliği yapma şansı yok. Yabancı çıkarıp, yine yabancı alacak oyuna. Yani kontenjan meselesi. Nitekim Broos da çıkarması gerekeni değil de Trabzonspor'un en çok koşan adamı Colman'ı, oyundan almak zorunda kalıyor! Güler misin, ağlar mısın? Yeni transfer Gabric, açıkcası bir kurtarıcı gibi gelmedi bana. Ama etkili ortalarıyla dikkat çektiği bir gerçek. Gökhan Ünal da kâr etmedi. Manisaspor'a gelince, etkili orta sahasıyla Trabzonspor'u kontrol altında tuttu, bir de gol bulup amacına ulaştı. Eğer Isaac sakatlanmamış olsa belki bir gol daha bulabilirdi.