Güzellikleri görme melekelerini kaybetmiş, sürekli "Yandık, bittik, öldük" diye feryat eden bir yol gösterici sizi nereye götürebilir? Ancak, umutsuzluğa, karamsarlığa ve dibi görünmeyen bir uçuruma sürükleyebilir. Ancak, aklını kullanan bir toplum, sahip olduğu zenginliklerin farkındaysa, bu tür arabeskler, o toplumun moralini bozamaz. Aksine hayata daha bir umutla sarılmasını ve daha büyük işler için hırslanmasını sağlar. Türkiye'de yapılamayan bu... Ümidin bir altın ışık olduğunu bilmiyor insanlar. Ümitle yaşamayı, hayalcilik zannediyor. Oysa, tarihteki büyük başarıların başlangıç noktası birer hayal değil midir? İOHDK Kaç kişi biliyor, bu harflerin açılımını? Türkiye, İstanbul'un şahsında bu harflerin temsil ettiği proje için, 5 Mayıs 1992'den bu yana 3796 sayılı Kanun ile tam 3.2 trilyon liralık bir yatırım yaptı. Kaynak mı? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, Spor Toto, Milli Piyango, Toplu Konut, Jokey Kulübü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden hatırı sayılır paylar, kağıt üstünde İOHDK fonuna akıyor, yıllardır. Kağıt üstünde diyorum, çünkü bazıları İOHDK ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında buharlaşmış durumda. Diyeceksiniz ki, nedir bu İOHDK? Açalım, İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Düzenleme Kurulu... Kurulun başı, üyeleri kim? Ne iş yapar bu kurul? Sırasıyla anlatalım... Başkan, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü... Asbaşkanlar, İstanbul Valisi Erol Çakır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, GSGM Genel Müdürü Kemal Mutlu ve TMOK Başkanı Sinan Erdem. Üyeleri saymayalım tek tek. Ama, Dışişleri Bakanlığı temsilcisi, TMOK Genel Sekreteri, GSGM ile TMOK'tan ikişer, İstanbul Büyükşehir'den bir temsilcisinin bulunduğunu hatırlatalım. Gelelim şimdi asıl meseleye; bu zatı muhteremlerin, bilgisi ve onayı ile gerçekleştirilen Atatürk Olimpiyat Stadı'na. G.Saray-Olympiakos maçıyla hizmete giren, 116 milyon 460 bin dolarlık stad, tek kelime ile muhteşem. Ancak, ulaşım, çevre düzeni, ekolojik denge sıfır. Maçtan sonraki tablo ortada... Bakan Fikret Ünlü bile ancak yaya yürüyerek terk edebiliyor, stadı. Vatandaşlar, sabaha karşı ulaşıyorlar, evlerine. Bu manzara yı görüpte, "Bu şehir olimpiyat yapabilir" demek mümkün mü? Evet, mümkün! Hem de, en kralını yaparız, olimpiyatın... Karamsarlığa, umutsuzluğa gerek yok. Nasıl mı, yaparız. Diyelim ki, olimpiyatı ilk seçimde İstanbul'a verdiler. Seçim tarihinden itibaren İstanbul'un önünde oyunlar için tam 7 yıl olacak. Nüfusunun 25 milyonu gençlerden oluşan bu ülke, bu sürede eksiklerini gideremeyecek mi? Bu meşela, bizim merhum Osman Atakol'dan emenat aldığımız ve dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın, kıt'aları temsil eden 5 halkadan oluşan bir olimpiyat bayrağını Divan Oteli önündeki göndere çekişiyle başladı. O gün, bu ham bir hayaldi. Bugün ise, elle tutulur değerler var elimizde... Atatürk Olimpiyat stadı. Onu tamamlayan, Ataköy Çok Amaçlı Spor Salonu, Ahmet Cömert Spor Salonu, Ataköy açık ve kapalı Yüzme gibi... Başarı, azim ve fedakârlık ister. İstanbullular, projeye sahip çıkmalı. Makamları, fors yeri sayan her yetkiliyi, sorumlulukları ölçüsünde hürekete geçmeye zorlamalı. Bakın o zaman, yollar yapılıyor mu, yapılmıyor mu? İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 25 trilyonluk borcunu ödüyor mu, ödemiyor mu? Olimpiyat alınıyor mu, alınmıyor mu?
