Maçtan sonra yoluma çıkan her F.Bahçeli, "Şu Zico'yu yaz Allah aşkına... Ben de onun kadar oyunu seyrederim" diye dertlendi. F.Bahçeliler 2-1 kazanmasına rağmen öfkeliydi, takımın teknik direktörüne. Öfke nedenleri de belliydi. Soruyorlardı: "Neden, Alex 'Beni oyundan al' deyinceye kadar değişikliği düşünmedi? Bu takımın hocası Alex mi, yoksa Zico mu? Neden, F.Bahçe orta sahasının oyundan düştüğünde Edu-Lugano ikilisi çaresizliğine bir çözüm düşünemedi? Neden, Necati ve Sabri'nin oyuna girmesinden sonra G.Saray'ın sistem değişikliğine karşı bir hamle geliştiremedi?" Nedenleri alt alta koydum ve salim bir kafayla, objektif bir Zico sorgulamasına girdim. Bir... Zico'nun yerinde ben de olsam, kulübede Alex'ten daha iyisi yoksa Alex'i değiştirmezdim. Nitekim istatistikler de Alexli F.Bahçe'yi Alexsiz F.Bahçe'nin üstüne taşıyor. İki... F.Bahçe orta sahası oyundan düştüğünde akla gelen ilk isim Tümer değil miydi, bu futbolcu oyuna girdi de ne oldu? Üç... Necati ve Sabri'nin oyuna girmesinden sonra G.Saray'ın sistem değişikliğine karşı neden bir hamle geliştiremedi sorusunun cevabını sahadaki "Oyuncu kalitesi G.Saray'dan daha iyi" denilen F.Bahçeliler vermeliydi. Zico'nun kusuru mu, elindeki oyunculara gereğinden fazla güvenmesi. Olay bundan ibarettir. ------- Magandaları aranızdan atın Kadıköy bayram yeri gibi... Saracoğlu'nda tablo muhteşem... Fakat, o coşku dolu F.Bahçe tribünlerinde birkaç maganda türemiş. Ellerine ne geçerse sahaya fırlatıyorlar. Gerets şakağından yaralanıyor. Mondragon kulağından.. Bu magandaların F.Bahçe tribününde işi ne? Yarın, o magandalar yüzünden F.Bahçe, seyircisiz maç oynama cezasına veya daha ağırına çarptırılırsa, bunun hesabını bu magandalar verecek mi? Cevabınız hayırsa lütfen beyler o magandaları aranızdan atın! >>> Spor adamı Gerets F.Bahçe'nin 6 puanlık bir zafer kazandığı geceye G.Saray'ın hocası Gerets damgasını vurdu. Başına aldığı cisimle şakağından yaralanmasına rağmen duruşunu bozmadı. Otto Bariç'in Trabzon'da yaptığı gibi ne kendini yere atıp nahoş durumdan takımına bir fayda sağlama artistliğine girdi, ne de o cisimi alıp, hakeme götürerek, "Yaz bunları yaz!" diye ağladı. Bir spor adamı gibi davrandı ve dramatik duruma, "Bu cismi atan demek ki çok iyi bir nişancıymış. Meslektaşım Zico, seyircinin bu seviyesiz hareketinden dolayı özür diledi" sözleriyle ortamı yumuşatıp, her sporseverin gönlünde taht kurdu. Bravo bay Gerets! >>> Deniz'in öfkesi Deniz beğendiğim bir savunmacı. Ancak, kendisi gibi ekmeğini futboldan kazanan bir oyuncunun bileğine basmasını hazmetmek güç. O pozisyonda gıpta ettim genç Sabri'ye. Olgun, soğukkanlı ve vakarlı davrandığı için. Aman Deniz! Sen sen ol, öfke ile hırsa kapılıp da adamlığını kaybetme! Zira kaybedilen maçın telafisi olur ama, kendinle baş başa kaldığında vicdanınla hesaplaşamazsın! >>> Çarpma mı oynama mı? G.Saraylılar soruyor, "Son dakikada verilmeyen penaltımızı neden yazmadın?" diye... İtiraf edeyim, maç içinde hakem Selçuk Dereli gibi ben de süzemedim. Ama televizyondan izlediğimde gördüm ki, pozisyon açık bir penaltı. Top, ceza sahasında Önder'in dirseğine çarpmadı. Aksine bilinçli bir şekilde topla oynadı Önder. Fakat o pozisyonda doğru bir yer tutmuş olan Dereli gibi bir hakem, görmedi bu pozisyonu. Açıkçası Dereli ne kadar iyi niyetli olursa olsun o kararsızlığıyla notunu düşürdü. Yazık!