Hangi "ağız"la

A -
A +

Yerel dil öğretimi mi, yoksa yerel dilde öğretim mi? Bu yaklaşımlar ne anlama geliyordu ve hangisi daha doğruydu? Biz çok tartışılan mevzuyu mütehasısı ile konuştuk. Prof Dr. Tahsin Yücel "Tabii doğru olan 'yerel dil öğretimi'..." dedi ve ilave etti "ama bizde 'yerel dilde öğretim' denilerek konu saptırılıyor. ANAP'tan TUSİAD'a kadar herkes yapıyor bunu. Kimileri yerel dilin öğretim ve yayınına karşı. Kimileri de neredeyse Kütçe'yi ikinci 'resmi dil' görmek istiyor. Kimileri Avrupa Birliği öyle istiyor, diyor. MİT Müsteşarı ise okuması yazması olmayan köylü kadının yardımıyla Kürt kökenli gençleri kazanmak için istiyor. Bazı köşe yazarları demokrasi, insan hakları, 'değişim' ve çağdaşlaşma adına Kütçe eğitim ve TV yayınını savunuyor. Kışlalı- Ama yabancı ülkeleri örnek gösterenler de var ? Yücel- Çeşitli fikir öne sürüyorlar ama sorunu tutarlı biçimde ele almak için herhangi bir dilbilim kitabının kapağını bile açmıyorlar. Dilbilimcilerden görüş almıyorlar. Bize örnek diye gösterdikleri Batı ülkelerindeki durumu bile incelemiyorlar. Kışlalı- Fransa'daki durum nedir? Yücel- Orada sabahtan akşama yayın izleseniz oksitan, katalan, bröton, bask gibi dillerden yayına rastlayamazsınız. Olsa olsa yerel televizyonlarda, radyolarda geç saatlerde ve çok kısa sürelerle bu tür yayın olabilir. Kışlalı- Ya bu dillerde öğretim? Yücel- Fransa'da öğretim dili Fransızca'dır. Yerel dilde öğretim yapan okul yoktur. Söz konusu yerel diller seçmelik olarak, isteğe bağlı olarak haftada birkaç saat bazı okullarda öğretilir. Ama bu konularda bilgi edinilmeden görüşler öne sürülüyor. Bunu kimi köşe yazarları, TV yorumcuları sorumsuzca yapıyor. Bu da tüylerimi ürpertiyor. Kışlalı-Bu istekler gerçekleşirse ne olur? Yücel- Kürtçe Türkiye'nin "ikinci ulusal dili" ve bunun neticesi olarak da "ikinci resmi dili" durumuna gelir. Böylece yaşamsal olmayan bir siyasal nedenle ülkenin toplumsal, ekinsel, ekonomik düzenini altüst etmiş tartışmalı bir süreci başlatmış olurlar. Peşmerge mi getirelim? Kürtçe abecesi kesinlikle belirlenmemiş yerel bir dil. Yasa ya da buyrukla yayın ve öğretim dili yapılırsa, kendisine yüklenen işlevi nasıl gerçekleştirecek? Her düzeyde Kürtçe öğretim ve yayın görevini kim yüklenecek? Kuzey Irak'tan getirilecek Peşmergeler'den mi yararlanılacak? Kürtçe'yi gündemde tutanların amacı ayrılmanın ilk adımını atmak değilse, girişimin kaçınılmaz sonucu olarak Kürtçe aynı zamanda "ikinci resmi dil" olunca, yargıdan yönetime, tapudan güvenliğe, her alanda iki dil kullanmanın gerektireceği insansal ve parasal kaynakları Türkiye nereden sağlayacak? Nereye kadar? Devlet Bakanı Yücelen bakanlar kurulu karar verirse TRT'nin Kürtçe yayın hazırlıklarını bir ayda tamamlayacağını söylüyor. Hangi izlenceyle, hangi uzmanlarla, hangi sunucularla, hangi abeceyle, hatta ülkemizde birkaç ağız söz konusu olduğuna göre, hangi Kürtçeyle? Sonra kitap, dergi, gazete gibi yayın biçimi varken TV'den başlamak niye? Soyun ve ekinin özelliği ve zenginliği olarak yerel diller yaşatılmalı. Bilimsel olarak incelenmeleri ve öğretilmeleri de doğal. Bunların öğretimi başka şey, öğretimin bu dillerde yapılması başka şey... Tahsin Yücel kimdir? Türkiye'nin önde gelen dilbilim uzmanlarından Prof.Dr.Tahsin Yücel 1933'te Elbistan'da doğdu. Orta ve liseyi Galatasaray'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. Fransa'da doktora yaptı. lX ve XX yüzyıl Fransız edebiyatı ve gösterge bilim alanında uzmanlaştı. 1979'da profesör oldu. Öğretim üyeliğini 2000 yılına kadar bu Fakülte'de sürdürüp emekli oldu. Galatasaray Lisesi'ndeyken yazdığı "Haney Yaşamalı" isimli hikaye kitabıyla, 1956'da "Sait Faik Hikaye Armağanı"nı kazandı. Fransız edebiyatından elliden fazla çağdaş ve klasik eseri Türkçe'ye çeviren Prof.Tahsin Yücel dil üzerine yaptığı çalışmalarla tanınıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.