Beni anlamadın ya...
Bir Daum'dur tutturduk gidiyoruz... Okuyanlar da beni F.Bahçe düşmanı sanacak, ancak alâkası yok. Yani F.Bahçe ile bir alıp veremediğim yok. Benim tek derdim teknik direktör Christoph Daum ile. Öyle açıklamalar yapıyor ki; Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birinin, sürekli kendisiyle çelişen, valizi hazır bekleyen böylesi bir şahsa emanet edilmesine anlam veremiyorum. Alman hoca bugüne kadar ne yaptı? Takımı iki kere şampiyonluğa ulaştırdı... Bu yıl da aynı hedefe doğru ilerliyor. İlkinde Beşiktaş'ın inanılmaz hataları, ikincisinde hakem kararları konuşuldu, bu sezon da kritik düdükler söz konusu. Bunda Fenerbahçe'nin bir suçu var mı? Tabii ki hayır!. Takım elinden geleni yaptı ve rakiplerin hatalarını en güzel şekilde değerlendirdi. Yani futbolcular ellerinden geleni yapıyor, hem de kendilerini sürekli baltalayan, suçlayan hocalarına inat! Peki, sergilenen futbol yeterli mi? Bu kalitede bir takımın oyunu izleyenleri tatmin ediyor mu? Türkiye'nin tozunu atan takım Avrupa'da ne yapıyor? Sorunlara çare bulabiliyor mu Herr Daum? Başta sol bek olmak üzere.. Ama o da kendince haklı! Çünkü kimse onu anlamıyor. Almanya'da Volkan'ı, İstanbul'da Alex'i, Hooijdonk'u, Nobre'yi Anelka'yı basının önüne yem diye attığında, Türk basını yanlış anlamıştı. Yönetime salladığında tercüme hatası vardı, Türk basını da olayı yanlış aksettirmişti, her zamanki gibi. Zaragoza, İstanbul'dan 1-0 galip ayrılırken golün suçlusu Ümit Özat'tı. Hocasını anlamamış, kademe hatası yapmıştı. Milan'da son dakikalarda alınan 3-1'lik yenilginin suçlusu yine oyunculardı, hocalarını duyamamışlardı. Son olarak Daum'un "Ağlama Duvarı" Alman basını da anlayışsız çıktı! Her zaman Türk medyasını vatandaşlarına şikayet eden Daum, "Alman Milli Takımı'na evet" demesiyle ilgili haberlerden sonra Almanları da anlayışsızlıkla suçladı? Ne kendi vatandaşları anladı onu, ne ikinci vatanındakiler.. Ne yöneticisi ne futbolcusu, ne gazetecisi ne televizyoncusu... Ya bizler toptan salağız, yada o kendini ifade etme sorunu yaşıyor.. Bilmem kim haklı? Efendim, anlayamadım!.. ------ >>> Bedava hayaller... Türk ve Alman basınında ismi gündemden düşmeyen Daum'la ilgili düşüncelerini en samimi itiraf eden sanırım Schalke Başkanı Gerhard Rehberg oldu. Türk dostu olarak tanınan Rehberg, sürekli Alman Milli Takımı'nın başına geçmekte dem vuran Daum'un bu arzusunu, "Her insan gibi antrenörlerin de kurduğu hayaller vardır" diye yorumladı ve kesin bir ifadeyle ekledi, "Daum, Alman Milli Takımı'nın başına gelemez." Alman futbolunun önde gelen isimlerinden Rehberg, sessiz çoğunluğun duygularını dile getirdi. Bakalım Daum daha ne kadar "kendini kandırmaya" devam edecek? ------ >>> Kimler geldi kimler geçti ? Ankaragücü: Saffet Susiç gitti. Hikmet Karaman geldi. Ünyespor: Cevdet Uzunköprü gitti. Hoca aranıyor. Zonguldak: Armağan Turhan gitti. Hoca aranıyor. ------ >>> Zahmet oldu Trabzon yönetimi her başarısız sonucun ardından faturayı futbolculara kesen Halilhodziç'i uyarmış!.. Aman efendim zahmet etmişler... Başkan Albayrak, hocayı tembihlemiş, "Bu tutumundan vazgeç, oyuncularını sev..." gibilerinden... Huylu huyundan vazgeçer mi? 53 yaşına gelmiş, bunca yıl kendi doğrularıyla yaşamış ve her şeyden önemlisi Trabzon'a geldiğine pişman olmuş ve sezon sonunda gitmeyi kafasına koymuş bir hoca değişir mi? Bence hemen neşter vurulmalı, yeni sezon için hazırlıklara "Kafa" değişimiyle başlanmalı. ------ >>> Sen de mi Tigana? "Tigana ile sadece ilk antrenmanda selamlaştık. Başka bir görüşmemiz olmadı.." Bu sözler Beşiktaş'ın yeni transferlerinden "Bobo" lâkaplı Brezilyalı Deivson'a ait. Sambacı önceki gün düzenlediği basın toplantısında bir çok soruya cevap verdi, ancak ben bu ifadeye takıldım. Yeni yapılanmaya giden, genç bir kadro oluşturan Fransız hoca oyuncularıyla böyle mi diyalog kuracak? Yazık... ------ >>> O diyor ki! Gömlek gibi hoca değiştirenler, yolun sonunda çıplak kalır...