Üç maç. Üç hakem. Üç olay. Üçü bir arada, utanç sahnesi! Cumartesi günü oynanan üç karşılaşmadan bahsediyorum anladığınız üzere. Maçlardan sonra olaylar oldu. Çıldıran hocalar, küfür edip saldırganlaşan kulüp yöneticileri, ağır sözler, ithamlar vs... Medya da konuya ilgisiz kalmadı. Kurallar hatırlatıldı, olması, yapılması gerekenler konuşuldu. Herkes birilerini suçladı kendi edebince, ama hiç "Benim de kusurum olabilir" diyene rastlamadık bu arbedede. Benim sözüm siyah gömleklilere! Deniyor ki; parayla ya da başka değerlerle bir yere bağlılar! Ve yine iddia ediliyor ki; diyet ödüyorlar! Bir başka tez ise, sisteme uyum sağlıyorlar. Rüzgâra göre dönüyorlar! Bunca ağır söze, suçlamaya rağmen nasıl görev yaptıklarını anlamıyorum. Hiçbir görev, hiçbir meslek kişinin haysiyetinden, onurundan önemli olamaz. Eğer temiz iseniz, bırakın düdüğünüzü uzaklaşın bu çamur dünyasından. Yok hakikaten bu pisliğin içindeyseniz, bu sütunlar sizin hakkınızdaki düşüncelerimi yazamayacağım kadar temiz ve saf! Herkes ektiğini biçer! Türk futbolu bugün bu halde ise en yetkilisinden, en alakasızına hepimizin "çorbada tuzu var!" Yapılacak şey ise çok basit! Herkes bir masada toplanacak, şahsi çıkarlarını bir kenara bırakacak ve çözüm yolu arayacak! Cümleye "ben" diye başlayanlarla dolu bir gemide isyanın çıkmasını önleyemezsiniz ve gemi batarken "masumlar" da boğulur. Hatırlatalım; Premier Lig'de oynanan çok kritik bir Manchester United-Newcastle United karşılaşmasında hakem 90+'da konuk ekibi 1-0 öne geçiren golü geçersiz saymıştı. Kaleci, meşin yuvarlağı çizginin yaklaşık yarım metre içinden çevirmişti oysa! Bu olayın İngiltere'deki yankıları şöyleydi; "Nasıl bir top yapalım ki, böyle hatalar olmasın!" Kimse hakemi darağacına çekmedi. Kimse ManU'nun hakemi satın aldığını ya da Newcastle'ın günah keçisi olduğunu dile getirmedi. Böyle düşünceler insanların aklına bile gelmedi. İşte bunun sonucunda İngiliz Ligi en kaliteli lig. Bugün Şampiyonlar Ligi yarı finalindeki 4 takımdan 3'ünün Premier Lig'den olması bu zihniyetin eseri. Adaletin olmadığı bir yerde ahlaktan bahsedilemez. Yani ya adil olacaksınız ya da bu işi bırakacaksınız. Tercih sizin! Unutmayın ki, vicdan en büyük mahkemedir! Hesabını kendinize bile veremeyeceğiniz icraatlar, sizi tüketir! Kimin ne dediğinin önemi yok, içinizdeki sesi dinleyin. Hâlâ duyabiliyorsunuzdur umarım! > Yalancının mumu Ligde nefes nefese bir mücadele veren iki takım 4.5 saat sonra kupada yarı final ilk maçına çıkacak. F.Bahçe geçen sene finalde kaybettiği, en son 24 yıl önce kaldırdığı kupayı 100. yılında tekrar kucaklamak istiyor. Beşiktaş ise hem unvanını koruma derdinde hem de iki kupanın en azından birini F.Bahçe'den almaya kararlı. Trabzon ile Erciyes ise aradan sıyrılmanın hesaplarını yapıyor. Kötü bir sezon geçiren Trabzon ile kümede kalma mücadelesi veren Erciyes. Sonucu hep beraber göreceğiz. Benim "Haktan hukuktan" bahseden bu 4 takıma ve tüm diğerlerine söylemek istediğim şudur ki; eğer şaibeden bahsediyorsanız, hepiniz kirlisiniz! İddia ediyorum; ilk gününden bugüne lig ve kupada "tertemiz" bir sezon bulmak mümkün değil! Herkes zan altında. İlginç olan şu ki; hiç kimse çıkıp "ben hak yedim" demiyor, her bağıran "hakkım yendi" çığlığı atıyor. Bu durumda inandırıcılık mümkün mü? Kandırmayın artık bizi.