Konu eski, kriz yeni!.. Isıtılıp, ısıtılıp önümüze konan yemek misali; yabancı oyuncu sayısı... Ekonomik gücü tavan yapmış F.Bahçe "Federasyon'a savaş açarız" diyecek kadar yoğun şekilde bastırıyor, Federasyon ise "Kararım kesin" diyor. Başta G.Saray olmak üzere çoğunluk Federasyon'un kararını destekliyor. Kiminin derdi ekonomik; "Yani biz zaten alamayacağız bari F.Bahçe de alamasın diye düşünüyorlar!" Az da olsa bir kesim ise samimi olarak Türk futboluna zarar verecek endişesiyle yabancı sayısının artmasına karşı çıkıyor. Bir de olayın teknik direktörler cephesi var. Yani Daum - Terim kavgası. Herr Daum; sürekli proje üretiyor!. Almanya'dan gelen ve önceliği kesinlikle Türk futbolu olmayan bu zat; liglerin düzeniyle, maç programıyla, transfer şartlarıyla ilgili tasarılar sunuyor Federasyon'a. Daum'un tek derdi Fenerbahçe ve görüyoruz ki; projelerini sarı-lacivertli değerleri baz alarak hazırlıyor Semih gibi bir yetenek dururken, Türkiye'de onlarcası bulunan Nobre'yi bulunmaz hint kumaşı gibi önümüze seriyor. İstisnasız hepsi milli formayı farklı seviyelerde giymiş Türk oyuncuları yetersiz buluyor. En sıradan maçlarda bile Alex'e bel bağlayıp, gençleri kulübede çürütüyor. Kendi başarısızlıklarını da takıma mal ediyor. Dertlerin devası ise basit; 6 yabancıdan fazlası... Buraya kadar kulağa bencilce de gelse bir kişinin fikridir, anlayışla karşılanabilir. Ancak Daum'un Türk futbolu hakkında ahkam kesmesini makul bulanlar, iş Fatih Terim'e gelince çıngar çıkartıyor! Kimdir Fatih Terim? Milli Takım forması giymiş eski bir futbolcu ve Türkiye'nin en meşhur en başarılı hocası. Bugünün Milli Takım Teknik Direktörü. Elin Alman'ı konuşacak, Milli Takım'ın Türk hocası susacak, öyle mi? Kusura bakmayın ama bu zihniyettekilere "yuh" demek zorundayım. Neymiş efendim, "Fatih Terim bir Galatasaraylı olarak hareket ediyormuş!" Ayıp, ayıp. Bir kere Fatih Hoca fikrini söyler, uygulama konusunda karar mercii Federasyon'dur. Ve pek tabii ki Milli Takım hocası bir yana her hangi bir teknik adamın da bu konuda düşüncesini söyleme hakkı vardır. Karşınızdakilerin düşünceleri sizinkileri desteklemiyor, diye kimseye çamur atamazsınız. Ve son olarak yabancı futbolcu sayısının yükseltilmesini isteyenlere şunu hatırlatmak istiyorum: Önce bir araştırın bakalım, kim, hangi şartlarda, nasıl uygulamalar yapıyor. Evrimini tamamlamış ülkelerin başarılı olduğu ortada, ancak Türkiye'de bugün yapılmaya çalışıldığı gibi erken ve düşüncesizce adımlar atanların da durumu ortada. Kendinize gelin ve bireysel, günlük arzulardan kurtulup hamle yapın. Bugün Türkiye hâlâ futbolda istediği noktada değilse, bunun sebebi bencilliğin esaretindeki ruhların kolay zafer hevesiyle günlük çözümler üretmesidir!. Bilin ki; zafer 3-5 yabancıyla bir anda kazanılabilecek kadar ucuz değildir. ------ Ümit Öz-eleştiri! Fenerbahçe'nin başarılı(!) sol beki Ümit Özat'ın ilginç bir kişiliği var. Kaptan kimilerine göre çok efendi, kimilerine göre gerçek yüzü daha farklı! Bazıları onu başarılı görüyor, bazıları başarısız. Peki, Ümit Özat kendisini nasıl buluyor? İşte ilginçlik burada başlıyor! Bundan 6 ay kadar okuduğum bir röportajında Ümit Özat, kendisiyle ilgili öyle bir tablo çiziyordu ki yazıda onun ismini görmesem Roberto Carlos'un konuşmaları sanacaktım!. Kendine göre kaptan süperdi! Sonra aklıma Veselinoviç ile yaptığım bir röportaj geldi. 2006 Grup Elemelerindeki Türkiye-Yunanistan maçından sonra konuştuğumuz Veysel hoca, "Ben Hamit'in yerinde olsam, Ümit'i döverdim" yorumunu yapmıştı. Ona göre sağbekteki Hamit her şeyi yapmış, Ümit ise hiçbir şeyi yapamamıştı. Aylar sonra bu konuyu nereden mi buldum? Söyleyeyim; Ümit Özat, Milli Takım kadrosuna çağırılmadığında çok bozulmuş! Acaba Ümit hiç kendisine sormuş mu, "Bugüne kadar nasıl oldu da beni kadroya aldılar?" diye. ------ Küçük Brezilya "Türkiye'de futbolcular varoşlardan çıkıyor." Bu yorum Ankaraspor Teknik Direktörü Giray Bulak'a ait. Giray Hoca söylemişse doğrudur ki bizim elimizdeki veriler de aynı kaynağı işaret ediyor. Tespit aynı da, doğru cevap ne? Yani neden Güney Amerika'nın varoşluları dünya futboluna hükmediyor da biz arka bahçemizde oynuyoruz. ------ O diyor ki! Bencilliğin sonuçları ortaya çıktığında, kazandırdıklarının azlığına pişmanlık fayda etmez... ------ Teşekkürler Ahmet Hoca Ahmet Uzun, 15 yıl profesyonel futbol oynamış bir emektar. Jübile yaptıktan sonra da futboldan kopmamış. Türk futboluna birçok oyuncu kazandırmış, Kdz. Ereğli Erdemirspor'un altyapısında yarının yıldızlarını yetiştiriyor. Altyapı hocalığını futbolun güzel yüzü olarak tanımlayan Ahmet hoca, "Burada dedikodu yok. Tek düşüncemiz gençlerimize ve Türk futboluna güzel bir gelecek hazırlamak" diyor. Ahmet hocayı klasik amatörlerden farklı tutan ise o, "Bizimle kimse ilgilenmiyor" diye feryat etmiyor, aksine daha çok çalışıp daha başarılı olarak dikkat çekmenin derdinde. Yani laf değil iş üretiyor. Teşekkürler Ahmet hocam, Türk futbolunun sizin gibi insanlara ihtiyacı var.