İllegal aşklar

A -
A +

Sene 96, yer Göztepe, İstanbul! Halı saha maçı yapıyoruz; G.Saray'ın F.Bahçe'yi eleyerek Türkiye Kupası'nı kazandığı gün. Yol kenarında bir bağırış, bir gürültü. Durup baktığımda üzerinde sarı-lacivert formasıyla ufak tefek bir bedeni havada gördüm. Yere düşmesi çok sürmedi ki; düşmekten ziyade "çakılmak" diyelim biz ona! Fırladık dışarıya, iki gence saldıran sarı-kırmızılıları tuttu birileri, bir diğer grup yerde yatan çocuğa koştu. Yanında bir arkadaşı vardı, onunla beraber bir taksiye bindirip hastaneye yolladılar. Dayak atanları da, ki onların yaşı da dövdüklerinden en çok 3-5 fazla, biraz korkutup saldılar. Sahaya dönüp maça başlayalı çok geçmemişti ki; ekip arabaları geldi! Çocuk ölmüştü... *** Yine İstanbul'dayız.... 97 baharı... Bağdat Caddesi sarı-kırmızı. G.Saray dört sene üst üste şampiyonluk serisinde henüz ilk adımı atmış, "Aslan"severler soluğu sokaklarda almış. Tamam Kadıköy Fener'in kalesi de, kale sarı-lacivert değil. Kazanan kazanmış, kaybeden umutlarını seneye ertelemiş! G.Saraylıların ve sırf cümbüşten nasiplenmek isteyenlerin katılımıyla katlanarak büyüyen coşku, ufak atışmalara, ağız dalaşlarına rağmen Caddebostan'a kadar gitti. Ancak bir barikatla kesildi yol! Sarı-lacivert renkli insanlardan oluşan bir set, takımlarının şampiyonluğunu kutlayanlara "İçimizdeki İrlandalı" gözüyle bakıp taarruza geçti. Ortalık karıştı, şampiyonluk şarkıları yerini küfürlere bırakırken, sevinç nidaları acılı inlemeler arasında çoktan kaybolmuştu. Kimin kime ve daha da önemlisi niye vurduğu bile unutulmuşken ben sarı-kırmızılı bir arkadaşımı kalabalıktan çıkartmaya çalışıyordum! Başardım da. Ama keşke yapamasaydım! Tam nefes almak için kalabalıktan bir kaç adım uzaklaşmıştık ki, mahalleden bir arkadaşımızı gördük. Öyle sıradan mahalle arkadaşı da değil ha! Can ciğer kuzu sarması, yakın arkadaş. İşte o bağırdı, "Bu da Cimbomlu" diye elindeki sopayı sallarken! Oradan nasıl çıktık bilmiyorum ama geride bir arkadaşı bıraktık.... **** Ve dün diyebileceğimiz kadar yakın bir an. Yer Ankara, A.Gücü-Beşiktaş maçı sonrası yaşananlar! Defalarca seyrettim, her seferinde artan bir dehşet içinde. Anlamaya çalıştım, bir sebep aradım, bir çıkar yol... Ufacık bir bahane bulmak istedim, ucuna umut bağlayacak. Bulamadım! Ne sahaya atılan çakının "kapalı" olması, ne Dünya Şampiyonu İtalya'da bile olay çıkması, ne İngilizlerin konuk Çinli futbolcuları dövmesi kesebildi beni. Türk futboluna ağladım!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.