Yılların hocası Yılmaz Vural'ın değişmeyen tek özelliği saldırganlığı... Başarılarıyla değil, agresif hareketleriyle akıllarda yer eden Yılmaz Hoca'nın son vukuatı ise oyuncusu Onur'u tartaklaması.. Olay sonrası gelen tepkilere karşı savunması ise özrü kabahatinden büyük olarak nitelenecek tarzda: "Beni madara edeni ben de madara ederim..." Yıllardır spor camiası içinde çok duyduk, gördük... Kah bizzat, kah televizyonlarda şahit olduk. Eskilerin anlattıkları da kulağımıza küpe... Küfür, hakaret eden, sille tokat saldıran, bağırıp çağıran birçok hoca modelimiz mevcut, ancak hiçbiri Vural kadar aleni, Vural kadar istikrarlı değil... Ki, Yılmaz Hoca'nın saldırılarında cinsiyet gözetmediğini Sarıyer'deki yıllarından hatırlayanlar da vardır aramızda... Öyle ya madara etmek sadece sahada olmuyor. Hoca madara olunca başlıyor aksiyona. Birileri "şahsın özelidir" diyerek konuyu görmezden gelebilir, geçiştirmek isteyebilir, ancak bu konumdaki kişilerin davranışlarına dikkat etmesi gerektiği gerçeğine ne olacak? Fair-Play'den dem vurulan, "kardeşlik" olarak anılan spor camiasında, hele de İsviçre'nin faturasını nasıl ödeyeceğimizi hâlâ kara kara düşündüğümüz bir ortamda Vural'ın hareketleri cezasız mı kalacak? İlle sesi çıkan, arkasında birileri olanlara mı değmeli işin ucu?.. Kim, neyi bekliyor? Yoksa Yılmaz Hoca herkesi dayakla mı korkutuyor?.. Hayır, her şey bir yana, yarın öbür gün "Beni madara ettin" diye rakiplere saldırmayacağının garantisini verebilir misiniz? Ruhunda böyle şiddet barındıran birisinin son yılların yükselen trendinden etkilenerek, racon kesip fair-play'in kafasına sıkmayacağı ne malum? ------ Herkes onu konuşuyor Vahid Halilhodziç... Takım kaybederken oyuncularına demediğini bırakmayan, her fırsatta Fransa basınına "Seneye eve dönüyorum" mesajları yollayan Boşnak hoca... Ara transferde gelen oyuncularla beraber takım çıkışa geçince sustu, herkeste bir bayram havası! Siz zannediyor musunuz ki, 55 yaşına kadar böyle yaşamış bir insan işler kötüye gittiğinde yine oyuncuları suçlamayacak? Ben iddia ediyorum, Boşnak teknik adam en ufak bir aksaklıkta faturayı kesecek birilerini bulacak. Sanmayın ki; hatayı kendisinde arayacak... ------ >>> O diyor ki! Öğretmenin vurduğu yerde gül, teknik direktörün vurduğu yerde diken biter! ------ >>> Kalpar'ın isyanı... Çok değil bundan 1.5 ay kadar önce Hüseyin Hoca, G.Antep'le anlaştığında kendisine mesaj atıp tebrik etmiş, başarılar dilemiştik. Ancak bugün ajanslara düşen haberle istifasını öğrendik ve hemen aradık. Hüseyin Hoca dolmuş taşmış. Diyor ki; "G.Antep'te 4 lig, 3 kupa maçı oynadım. Ligde 1 puan alabildik, ancak Kupa'da tur atladık. Takımın sergilediği futbol ortada. Koşuyor, mücadele ediyor, pozisyona giriyor. Fakat son vuruşlarda sıkıntı yaşıyor. Bunun nedeni ise açık. Lazarov'un eksikliği. İlk yarıda 8 gol atıp, 7 asist yapmış oyuncu yok. Buna bir de hakem hataları eklenince, ben ne yapayım..." Kalpar Hoca'ya hak vermemek elde değil. Sezon sonuna kadar hiçbir takımla görüşmeyeceğini söyleyen Hüseyin Kalpar'ın yöneticilere de bir mesajı var, "Her şeyin başı sabır. İstikrar olmadan başarı olmaz. Hoca her şeyi yapıyorsa da, sonuç gelmiyorsa çare hoca değişimi olmamalı..." Biz Hüseyin Hoca'ya inanıyoruz, güveniyoruz. Türk futbolunun Kalpar gibi dürüst, çalışkan hocalara her zaman ihtiyacı var. ------ >>> Kimler geldi... Kimler geçti... * G.Antep: Hüseyin Kaplar gitti. Samet Aybaba geldi. * M.Kemalpaşa: Musa Şenel gitti, Gürbüz Sarıalioğlu geldi. * Alanyaspor: Yıldırım Uran gitti, hoca aranıyor.