Kaptansız gemiler

A -
A +

Dünya Kupası İtalya'nın zaferiyle sonuçlandı. Akıllarda Zidane'ın kafası kaldı. Peki herkesin büyük başarılar umduğu Brezilya, Hollanda, Arjantin, İngiltere'yi konuşmayacak mı kimse? Ben bunların yanına bir de Fransa'yı eklemek istiyorum. Dünya futbolunda söz sahibi 5 önemli ekolden bahsediyorum. Kimisi iyi başladı kötü bitirdi, Arjantin gibi... Kimisi kötü başladı iyi bitirdi, Fransa gibi... Bu takımların ortak yanları teknik direktör zaaflarıydı. Brezilya, Parreira'nın kelepçelerini kıramadı, Hollanda ise Van Basten sayesinde tanınmaz bir kimliğe büründü. Bu yeni kılığına bir de çirkeflik ekleyen Portakallar sadece kupadan elenmekle kalmadı uluslararası sempatilerini de kaybetti. Arjantin ve İngiltere ise turnuvanın belki de en iyi en donanımlı kadrosuna sahip iki takımıydı. Ancak Pekerman'ın kararsızlıkları, valizini toplamış Eriksson'un umursamazlığı bu iki devi tribüne yolladı. Fransa'da ise Domenech seyirci modundan çıkamayınca Zidane oyuncu, kaptan gibi unvanlarına bir de teknik direktörlüğü eklemek zorunda kaldı. Sonuçta takımına en hakim olan Lippi kupayı aldı. Yazık oldu diyebileceğimiz teknik adam ise Guus Hiddink idi. İtalya'ya uydurma bir penaltıyla kaybeden Hollandalı, Avustralya ile daha ileri gidebilirdi. Hele bu bahsettiğimiz 5 takımdan birinin başında olsa kupayı kucaklaması işten bile değildi. Bu arada turnuva başlamadan yerin dibine sokulan Klinsmann'ın kıymete binmesi ise Almanlar'ın utancı olsa gerek! > Florya hayratı! Okan Buruk... Bir dönemin harika G.Saray'ının harika çocuğu... Sarı-kırmızılı forma altında parlattığı yıldızı Inter yedek kulubesini bile aydınlatmaya yetmeyince soluğu tekrar Türkiye'de aldı. Beşiktaş forması altında bekleneni verememesine karşın büyük hedeflerle yeni sezona hazırlanan G.Saray'a geri dönmeyi başardı. Teknik heyetin değil onayı, talebi bile olmadan gerçekleşen bu transferde sarı-kırmızılı camiada savaş baltaları çıktı. Eski başkanlardan Faruk Süren tehditler savurarak bu transfere "hayır" derken karşısında Adnan Polat'ı buldu. Sonuçta transfer gerçekleşti. Okan boş mukaveleye imza atmış olabilir, G.Saray vefa duygusuyla hareket etmiş olabilir. Ama futbolda duygusallığın yeri nedir? Duygusallığın ön plana çıktığı hamlelerin sonu nereye varır? Özellikle de G.Saray'ın böyle bir lüksü var mıdır? Tamam Vefa sadece İstanbul'da bir semt adı değil, ama G.Saray'ı Vefa'nın yolundan sürüklemeye de kimsenin hakkı yok. G.Saray bir futbol kulübü, hayır kurumu değil. Hayır yapmak isteyenler dikkat etsinler de hayıra muhtaç hale gelmesinler. Krallar da asılır! İsviçre maçı bitti. Türkiye cezasını aldı. Hatta iyi halden indirim bile yapıldı. Fakat hâlâ suçlu aranıyor! Gizliden gizliye Fatih Terim hedef gösteriliyor, ama kimse İmparator'un adını alenen zikretmeye cüret edemiyor! Suçlu kim olursa olsun cezasını çekmelidir. Başarılar, unvanlar; af sebebi olmaz, olamaz, olmamalıdır. Hele de konu Türkiye ise. Türkiye tabularını yıkamadığı sürece yerinde saymaya mahkumdur. Tabular yıkılmalı, suçlular cezalandırılmalı, Türkiye aklanmalıdır. Kendisiyle yüzleşmeye korkanlara başarı haramdır. > Elini vicdanına koy Zidane'ı savunacak değilim, ancak bol kepçeden atıp bir efsaneyi yerin dibine sokma yarışına giren tuzu kurulara da söyleyecek bir kaç lafım var. Özellikle de Sergen efendiye! Zidane kafayı attı, ertesi gün herkes manşetlerde Zidane'a attı tuttu. Yapılan hareket skandal! Peki sizce hangi futbolcu kariyerinin son maçında, hem de Dünya Kupası finalinde, hem de son 10 dakikada böyle bir hareket yapmak ister? Ya da şöyle soralım; siz aynı durumda olsanız ne yapardınız? Hayatınızın en önemli anlarından birinde, gergin ve sorumlu hissettiğiniz anda birisi üstünüze gelse defalarca arkanızı dönseniz de bela sizi takip etse? Çekip gidene helal olsun... Ama durup tepkisini göstereni eleştirirken de biraz vicdanlı olmak gerek. Hepimiz insanız ve zayıf anlarımız olabilir. Zidane'ın yaptığı ayıptır, utançtır. Ama bir abideyi tamamen haksızmış gibi karalamak büyük haksızlıktır. Bir sorun kendinize, banka kuyruğunda, hastane kapısında, trafikte vs.. sudan sebeplerle kaç kişiyle kavga ettiniz yada etmek istediniz de cesaret edemediniz. Sütten çıkmış ak kaşık mıyız? Hayır! Ya Materazzi! Kesinlikle hayırr! Ve Sergen; "Zidane tepkisini oyunuyla golleriyle vermeliydi" diyen muhteşem(!) insan... Acaba kendisi ne zaman yaptı bu söylediğini? Bilen var mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.