Spor kulüplerinde iki tür yönetim şekli vardır. Biri eskiden beri alışılageldiği üzere paralı yöneticilerden oluşan yönetim, diğeri ise dünyada yıllardır mevcut olan Türkiye'de ise yeni yeni uygulamaya geçen kaynak oluşturan yönetim. Bunu ülkemizde en iyi uygulayan hiç şüphesiz F.Bahçe'dir. Kulüplerin en büyük gelir kalemi naklen yayın gelirleri iken, sarı-lacivertliler Fenerium'u bir marka haline getirmeyi başarmış ve rakiplerine yıllık 25-30 milyon dolar gelir farkı atmayı başarmıştır. Stat süsü verilmiş Şükrü Saracoğlu, sponsorluk anlaşmaları da cabası. İşte durum bu kadar ayan beyan ortada iken, F.Bahçe ile fark her geçen gün açılır iken, diğer kulüpler ne yapmaktadır? Bütçeye göre transfer adında ucuz ve kalitesiz oyuncular alınmakta, istekleri yerine gelmeyen teknik adamlar veryansın etmektedir. Bu acı tablo içinde bazı hocaların "Bu sezon en büyük transferimiz filanca olacak" şeklinde sözlerle takım içindeki genç oyunculardan medet umarak kendilerini kandırmalarını ise buruk bir tebessümle izlemekteyim. Yönetimler hocaya sormadan transfer yapıyor, sonra da başarı bekliyor... Hadi eski hocaların bir nebze kurtarırı var da yenilere ne demeli? Neye göre, ne demeye geldin takımın başına. Aldığın para karnını doyurmaya fazlasıyla yeter de rezil olmanı engeller mi? Prensipleri euroyla ölçülen bir hocadan hayır gelir mi? "Kadromu bozdurmam" restini çekip gol kralını elinde tutarak yoluna devam eden Ertuğrul Sağlam'ı koy kenara, gerisini salla vur duvara. Ey, sadece cebine koyacağı parayı düşünen hocalar, ey egosunu tatmin etmeye çalışan yöneticiler, siz o koltuklarda oturtuğunuz sürece Türk futbolunun ilerlemesi mümkün değildir, sizin Türk futboluyla ilgili tüm sözleriniz ise balondan ibarettir. Evet dostlar, Türkiye'de 2006-2007 sezonu başlıyor. Elalem İtalya'da adalet uğruna babasını asarken, bizim buralarda doğru söyleyeni ipe çekiyorlar. Allah sonumuzu hayreyleye... > Suça teşvik Sevgili Kemal Abi dün yazdı, Şifo Mehmet'e verilen ödüle Ünal'ın tepkisini. Ünal ne güzel söylemiş, "Böyle tavra ödül mü olur" diye, Kemal Abi de ne güzel vermiş desteği, "Keşke bu ülkede on tane daha Ünal olsa" diye... Nerdeeee?... Keşke! Ama bırakın Şifo'ya verilen ödülü, bu zihniyet (!) gerçek suçlunun heykelini dikerse şaşırmam. Ne de olsa bu ülkede İmparator'dan çok imparatorcu var!.. > Tigana ve Daum Tigana'nın okul yıllarındaki havuz problemlerini iş hayatına taşıdığını duymuşsunuzdur. Bu, Fransız hocanın kendi sorunu, ancak hatırlayalım, basını karşısına alan Daum'un F.Bahçe'yi nasıl sıkıntıların içine soktuğunu... Takımın etrafına duvar örerek ortamı gereksiz yere gerdiğini ve yaşanan sıkıntıları. Bugün görüyoruz ki; Tigana aynı yanlış yola sapmış. Birileri Fransız'ı geç olmadan uyarmalı. Beşiktaş'ın zaten yeteri kadar derdi varken, çözüm üretmesi gerekenler yeni problemlere sebep olmamalı. > O diyor ki; Verilmeyen söz, verilip de tutulmayan sözden kıymetlidir.