Olasılıksız teorisi

Matematiğin bittiği yerde Fenerbahçe başlıyor. Dört işleme sarı lacivert ekleyince ezber bozuluyor. İki artı ikinin sonucu tamamen Jorge Jesus’un tercihlerine ve oyuncularının anlık ruh hallerine bağlı. Bunun son örneğini dün Sivas’ta izledik. Rıza Çalımbay’ın Yiğidoları istim üzerindeydi. Trabzon’u dörtlemiş, Antalya’yı evinde devirmiş, taş gibi hücum hattıyla Fenerbahçe’yi bekliyordu evinde. Fenerbahçe’ye karşı 2018’de kaybettiği maçın ardından içerde 1 galibiyet, 3 beraberlik almış Sivas, moralsiz ve eksik rakibinden çekinmiyordu.

Sivas eksik oynadı

Değişikliklerin adamı Jorge Jesus yine üçlüye dönmüş, orta sahadaki isimlerle oynamış ama çift forvetten taviz vermemişti. Onca sakatı yetmezmiş en büyük gol silahı Valencia’nın hastanelik olması Fenerbahçe için ağır bir darbeydi, ancak tersi düzüne denk geldi. Jesus’un sahaya attığı Rossi, slalom yaparak öyle bir gol attı ki, Sivas şoka girdi. Hem de ne şok! Fenerbahçe, sahada rakibi yokmuşçasına oynuyordu. Arao, Charisis’e vurduğu prangayla Sivas’ın oyun kurma becerisini kenetleyince, Erdoğan, Yatabare, Gradel boşa çıkmıştı âdeta.

Olması gereken bu

Derken Ferdi sahne aldı. Yıllardır bek bulma beceriksizliğinden defansa mahkum olan gizli süper star önce farkı açtı. Hemen ardından İrfan Can’ın kırmızı kart sabotesine inat bir gol daha atarak Fenerbahçe’yi hepten rahatlattı. Tabii bu golde Arda’nın hakkını da teslim etmek gerek. Sonrası malum, ikinci yarıda Sivas saldırdı, sarı lacivertliler kontra kovaladı. Jesus, Arda yerine Pedro’yu oyundan alsa farklı bir şey mi izlerdik bilinmez ama kalesinde devleşen İrfan Can’ın da hakkını teslim etmek gerek. Velhasıl kelam, Fenerbahçe uzun süre sonra armanın hakkını veren, camianın özlediği, olması gereken bir futbol oynadı. Tebrikler.