Fenerbahçe yine attığından fazlasını kaçırsa da Konya'dan üç puanla çıkmayı bildi.
İtilenlerle çekilenlerin mücadele ettiği Süper Lig’imizde, Galatasaray haftayı bir kez daha ittirmeli bir galibiyetle kapatırken, “garibim” (!) Fenerbahçe’nin ne yapacağı, daha doğrusu neler yaşayacağı merak konusuydu. Arkadan çekilen, belden aşağı darbeler yiyen sarı lacivertliler masumane bir hırsla şampiyonluk mücadelesi verirken, kolay bir maçı olmadığı aşikârdı. Baktı ki olmuyor, bari “Ayakta ölelim” diyerek çift forvete dönen Jose Mourinho potu biraz daha yükseltip üçlü savunmaya dönmüştü. Ancak maç başlarken mağlup duruma düştü Fenerbahçe. Acaba Mourinho yanlış mı yapmıştı?
Sezonun en çok gol pozisyonu üreten ancak son vuruşlarda da bir o kadar beceriksiz takımı olan Fenerbahçe, skoru eşitlemekte gecikmedi. Fakat sonrasında kaçırdıklarıyla ezber bozmamakta kararlı olduğunu da gösterdi. Bol pozisyon, az gol! Derken klasik hastalık yine hortladı. Atamayana atarlar sözünü Kramer tabelaya yansıtırken, Çağlar ile Djiku arasından yaptığı kafa vuruşuyla âdeta Fenerbahçe yönetimine, “Stoper arayışını hızlandırın” mesajı veriyordu. Amrabat’ın yokluğunu orta sahayı kalabalık tutarak kapatan Fenerbahçe, savunmacıylarıyla gol bulup, savunma hatalarıyla devreyi berabere tamamladı.
Gereksiz gergin Kostic’in atılmak için elinden geleni yaptığı maçta, Dzeko ile En-Nesyri’den bekleneni Tadic yaptı. Geçen hafta Kadıköy’de bir grup meczup tarafından yuhalanan Sırp yıldız, buram buram kalite kokan, soğukkanlı bir slalomun ardından tabelayı bir kez daha Fenerbahçe’nin lehine çevirdi. Direnç Tonusluoğlu’nun basiretsiz yönetimi Konya’yı muhtemel bir penaltıdan ederken, ev sahibinin puan almak için gösterdiği müthiş çaba da karşılıksız kaldı. Maçın ilk bölümlerindeki savunma hatalarıyla Konya’yı maça ortak eden Fenerbahçe, son çeyrekteki savunma başarısıyla galibiyete ulaştı. Oyun değil ama sonuç tatmin etti.
Mehmet Emin Uluç'un önceki yazıları...