Fenerbahçe tam anlamıyla berbat bir açılış yaptığı Kadıköy’de turu 38’lik golcüsüyle kurtardı.
Fenerbahçe, İsviçre’de kazandığında tüm defoları görmezden gelmiştik. Eti budu belli, garibim Lugano’yu evinde yenmiştik ya Kadıköy’de tur garantiydi artık. Eleştiriye gerek yoktu. Adamlar Kadıköy’de birçok olmazın olur olmasıyla yine erken bir golle öne geçtiğinde bile soğukkanlılığımızı koruyorduk. Ama dakikalar ilerledikçe işlerin hiç de öyle tesadüfen olmadığı saklanamayacak boyutta aşikar oldu. 38’lik Dzeko ilk maçta olduğu gibi yine Mourinho’yu ipten aldı.
Zira; Lugano, toplam değeri 35 milyon avro, yani Fenerbahçe’nin neredeyse 7’de 1’i olan İsviçre ekibi, Kadıköy’de istediği gibi top yapıyor, hücum ediyor, pozisyon üretiyor, gol kaçırıyordu ve Fenerbahçe sadece izliyordu. İşin kötüsü “Özel biri” de herkesle birlikte izliyordu. Sol bek Ferdi’den hücum oyuncusu yapmaya çalışan Mourinho, top rakipteyken - ki ilk yarıda yüzde 58 Lugano oynadı topla - Dzeko ve Szymanski’nin etkisiz eleman olduğunu, Tadic çabalarının yetersizliğini göremedi. Krunic’in sadece ismen sahada olduğunu fark edemedi. Oyuna ancak Fred sakatlanınca müdahale etti.
Ali Koç’un imza töreninde “Sayın Mourinho diyeceksiniz” uyarısı yaptığı Portekizli herhalde Türkiye’ye gelirken, cesaretini evde unutmuş. Taktik uygulamalarının bir kısmını valize koymamış. Bizim bildiğimiz Mourinho bu değil, beklediğimiz Fenerbahçe hiç değil. Kulakları çınlasın İsmail Kartal’ın! Top rakipteyken ıslıklayan taraftar böyle giderse sizi de ıslıklar “Sayın Mourinho!” Çok büyük liglerde, çok büyük kulüplerde çalışmış, çok kupa kazanmış olabilirsiniz ama size bir hatırlatma, “Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz.”
∂ Maçın adamı: Edin Dzeko
Çok komiksin Mehmet Emin. Ferdi'yi orada keyfine oynatmadı adam. Maxi ve Oğuz hazır değil daha. Hocaya sorduğun soruda çok saygısızcaydı.