Türkiye'de sarı-lacivert bayram sürüyor... F.Bahçe camiası zorlu bir maratonun ardından gelen şampiyonluğu doyasıya kutluyor. Sezon boyunca eleştiri oklarına hedef olan ve neredeyse her maç sonrası gönderileceği konuşulan teknik direktör Daum ile gelen zaferin sevincini yaşıyor Kanarya aşıkları. Dile kolay, F.Bahçe tam 30 yıl sonra üst üste iki şampiyonluk yaşıyor, hem de ezeli rakibi G.Saray'ı yenip zafere ulaşmanın gururuyla... İyisiyle kötüsüyle, sevinçleri ve hüzünleriyle koca bir sezonunun tamamlanmasına bir tek maç kala, geriye kalan günleri sizlere hatırlatmak istedik. Bakalım Kanarya, dişli rakiplerin elinden kupayı nasıl kapıp yıldızlara uçtu.... ÜÇ HEDEFE KENETLENDİLER 2003-2004 sezonunu Beşiktaş'ı sollayarak şampiyon tamamlayan F.Bahçe camiası 2004-205'te "3 hedef" için kenetlenmişti. Lig şampiyonluğu, Türkiye Kupası ve Avrupa'da başarı. 100. yılına doğru emin adımlarla ilerleyen sarı-lacivertliler ligdeki unvanı korumanın yanı sıra 22 yıldır kazanamadıkları Türkiye Kupası'nı da istiyordu, ama büyük hedef Avrupa'ydı. Camia her yönüyle bu hedefe kilitlendi, taraftar ve stad hazırdı, yönetim de teknik heyetin isteği doğrultusunda kadroyu takviye çalışmalarına başladı. Sarı-lacivert ordunun Avrupa seferi için düğmeye basılmıştı artık... HERKESİN AKLI ALEX'TE Büyük umutlarla transfer edilen kaleci Enke 2003-2004'ün ilk maçında İstanbul'dan 3 gol yiyince gönderilmiş, Yusuf, Hakan Bayraktar, Erhan Albayrak, İsmail Güldüren, Alper gibi oyuncularla sezon içinde yollar ayrılmış, Rebrov, Petkov, Tomas, Ali Güneş ve Olcan sezon sonunda elden çıkartılmıştı. Kalede Volkan - Recep ikilisi güven verdiği için bir takviye söz konusu olmamıştı. En büyük sorun olarak görülen sol bek için ise Brezilya'nın Sao Paulo takımından Fabiano transfer edilmişti. G.Birliği'nin milli yıldızları Serkan Balcı ve Deniz'in alınması gündeme bomba gibi düşerken, D.Bakır'daki performansıyla dikkat çeken Murat Hacıoğlu da ani bir operasyonla kadroya dahil edilmişti. Belçika'da "Yılın savunmacısı seçilen" Önder Turacı'nın G.Saray'ın elinden kapılması ise büyük başarı olmuştu. Ama herkesin aklı 2003-2004'ten beri geleceği söylenen Brezilyalı maestro Alex De Souza'daydı. BİR YILAN HİKAYESİ F.Bahçe'ye imza atan Alex için "Geldi, geliyor, gelecek" dedikoduları gündemin zirvesinde yer alırken, F.Bahçe, Almanya kampında hazırlık maçları oynamaya başlamıştı bile. Gurbetteki Türkiye'de ilk rakip 4. Lig takımı Waldhoff Mannheim'dı ve sarı-lacivertliler bu zayıf panzeri 5 füzeyle yok etmeyi başardı. Bu galibiyette en önemli pay ise şüphesiz 1 gol, 4 asistle oynayan Murat Hacıoğlu'nundu. F.Bahçe'nin Mannheim ile aynı statüde mücadele eden Türkiyem Berlin karşısında aldığı 3-2'lik galibiyette de ön plana çıkan Murat'a bu sefer Serhat Akın eşlik etti. Murat 1 gol, 1 asistlik performans sergilerken, Serhat 2 gol kaydetti. Almanya'daki 3. sınav Köln Yurdumspor karşısındaydı ve Fener bu maçta rakibine yarım düzine gol attı. Kanarya 6-1'lik galibiyetle sahadan ayrılırken gollerin kaynağı savunma ağırlıklıydı. İlk 3 maçta elde edilen galibiyetlerin ardından F.Bahçe bir duraklama dönemine girdi ve eleştiri bulutları da toplanmaya başladı. Kanarya, Alman 3. Lig takımı Siegen karşısında Tuncay'ın attığı golle beraberliği kurtarıyor, 2. lig takımı Köln karşısında ise Tuncay ve Murat'ın golleriyle iki kez öne geçmesine rağmen sahadan 2-2'lik beraberlik ayrılıyordu. DAUM DİREKTEN DÖNDÜ ..Ve şampiyonluk sarhoşu F.Bahçe, teknik direktör Daum'un bu maçın ardından yaptığı şok açıklamalarla kendine geliyordu. Takım şampiyon olurken kaleyi başarıyla koruyan Volkan'ın yediği 2 hatalı golü, "Kaleci konusunda endişe değil, adeta dehşet yaşıyorum" diye değerlendiren Alman teknik adam, yönetime de verip veriştiriyordu. Başkan Aziz Yıldırım'a saygıda kusur etmeyen Daum'un asbaşkanlar hakkında yaptığı suçlamalar, sarı-lacivertlilerin toz pembe dünyasına kara bulutlar olarak çöküyordu. Şampiyonunun Avrupa seferi daha başlamadan patlak veren iç kriz, camiada korku fırtınasına neden olurken Daum'un kovulması gündeme geldi. Ancak Aziz Yıldırım'ın olgun tavrı Alman hocayı elinde valiziyle havaalanında görmeyi bekleyenleri hayâl kırıklığına uğrattı. Başkan, yüreğindeki yarayı medyayla paylaşma gafletinde bulunan hocanın yönetimden ve camiadan özür dilemesini sağlamış, "Bir daha derdini başkalarıyla değil bizlerle paylaş" direktifini de "söz"le onaylatmıştı. JUVENTUS MORALİ Barış çubuğunu tüttüren F.Bahçe, Türkiye'ye dönüşünde sezon öncesi son buluşmasını sarı-laciverde hasret İzmirliler'le gerçekleştirdi. Hem de İtalyanlar'ın dünya markası Juventus takımı ile birlikte. İzmir Atatürk Stadı'nda 30 bin kişinin önünde oynanan karşılaşma Kanarya'nın 2-0'lık üstünlüğüyle tamamlanırken goller Pierre Van Hooijdonk'tan geliyordu. Sezon boyunca attığı gollerle takımını şampiyonluğa taşıyan Hollandalı, Juve'yi bir frikik, bir de penaltıyla yıkarken, Daum'un gözüne girmeyi başaramayan Volkan, Del Piero'nun penaltı vuruşunu çelmeyi başarıyordu. RİZE'DE ŞOK Juventus karşısında sergilenen futbolla moral bulan F.Bahçe, geçen sezon olaylı bir karşılaşma oynadığı Rizespor'un konuğu olarak sezona merhaba diyordu. Alex, Serhat ve Deniz'den mahrum olarak Rize'ye giden sarı-lacivertlilerde Daum ilk 11'de hafif sakatlığı bulunan Nobre'nin yerine Almanya kampının yıldızı Murat Hacıoğlu'na şans verirken, tüm maçlarda ilk 11 oynattığı Önder'i yedeğe çekip sağ kanadı Serkan'a teslim ediyordu. Juventus'u 2 golle deviren Hooijdonk, Rize karşısında da üzerine düşeni yapıyor ve ilk yarıda biri penaltıdan iki golü rakip filelere yolluyordu. Ancak F.Bahçe erken sevindiğinin farkına ikinci 45 dakikada vardı. Sarı-lacivertlilerin Rize'yi hafife almasına, maçın hakemi Kuddusi Müftüoğlu'nun hatalı penaltı kararı da eklenince Karadeniz ekibi skoru 2-2'ye getirdi ve Kanarya lige hiç istemediği bir başlangıç yaptı. Maç sonrası "Oyunu değiştirecek futbolcusu olmadığından" yakınan Daum, "Gollerde hatası yoktu" diyerek Volkan'ı savunurken, oyuncularının rehavete kapıldığını ifade etti. Kanarya ezeli rakiplerinden Trabzon ve G.Saray'ın kazandığı ilk haftayı 7. sırada tamamladı. ¥ DEVAM EDECEK