Son bir sigara içelim!

A -
A +

Geçen hafta T.A.D'dan (Tombul Adamlar Derneği) bahsetmiş, şişman teknik adamlardan yakınmıştık... Sigara, puro içenleri unuttuk sanmayın! Ki; bu tütün tiryakilerinden kastım sadece teknik adamlar değil, asıl vurgulamak istediğim futbolcular... Düşünebiliyor musunuz; tüm dünya "Spor sağlıktır" sözünü benimsemişken ve futbol dünyanın en çok sevilen sporu olarak ön plana çıkarken, bu arenada faal olarak boy gösterenler ölümün can yoldaşıyla "canciğer!.." Büyüklerimizden duyardık, "Falanca ülkede filanca futbolcu sigara tiryakisi..", "Aman canım o da bir şey mi; İngiliz oyuncuların büyük kısmı ciddi anlamda alkol bağımlısı.." diye! Günümüzde de birçok oyuncunun sigara içtiğine şahit olduk!. Peki bu konuda kim ne yapıyor, özellikle başarı uğruna büyük yüklerin altına giren, maddi manevi fedakârlıklarda bulunan kulüp yöneticileri, bu işten ekmek kazanan ve meslek hayatları kazanmaya endeksli olan teknik adamlar nasıl bir önlem alıyor tiryakiler için? İlk aklıma gelen örnek olduğu için söyleyeyim: Trabzonspor! Evet Türk futbolunun 4. büyüğü olarak anılan, ancak yirmi küsur yıldır şampiyonluktan uzak kalan bu güzide Anadolu kulübümüzde ciddi bir tiryakilik söz konusu. Halilhodziç, ilk 11'de sahaya sürdüğü oyuncularının büyük bir bölümünün sigara tiryakisi olduğunu gördüğünde şoke olmuş, peki daha sonra ne yapmış? Hiç! Yapabilir mi? Sanmıyorum... Bu konuda birey olarak yapacağı çalışmalar, takımın başarısıyla direkt bağlantılı olduğu için sonuç; işsiz kalması olacaktır. Futbol terörüne, bahis ve seks skandallarına engel olamayan yöneticiler, böyle ufak (!) bir sorunla uğraşmak zorunda bile hissetmiyorlar belki de kendilerini!. Oysa sigara yasağı getirilse, içen futbolculara ciddi cezalar uygulansa ve bu bir standarda bağlansa sorun kökten çözülür. Peki bunu uygulayabilecek kimseyi tanıyor musunuz? Ya da mesleğine saygı duyup zevklerinden vazgeçecek kadar ahlaklı bir tiryakiyi? Maalesef, ben böyle bir yürek görmüyorum, var olanın da yalnız kalacağına inanıyorum. Burası "Böyle gelmiş, böyle gider" mantığının Türkiyesi! Kötü de olsa, eksik de olsa Milli Takım'ın başarısını alkışlayanların, en ufak bir aksaklıkta da darağacını hazırlayanların ülkesi! Tablo bu kadar kara, bu kadar kötü, insanın efkardan bir sigara yakası geliyor! ------ Git gideceksen... Seni en zor gününde sahiplenen takıma karşı hangi sorumluluğunu yerine getirdin ben bilmiyorum! Her gün kendini transfer edecek bir takım buldun, ancak bu haberleri hep kendi dünyanda yaşadın, kendi öz vatanında bile yalanlandın! Fenerbahçe gibi köklü, güçlü, kenetlenmiş bir kulüpte şampiyonluklar yaşadın, başarıları kendine, hataları başkalarına mâl ettin! Böyle bir takımda ben olsam ben de senin yaptıklarını yapardım. Fenerbahçe öyle bir durumda ki; takımın başına ceketini koysan şampiyon olur! Ama sen bu takımı, tarihinin en kötü günlerini yaşayan G.Saray ile rekabet edecek kadar düşürdün! Tüm bunları nasıl yaptın bilmiyorum! İnandığım şu ki; eğer özellikle birini eğitseydim, "Git F.Bahçe'yi frenle" derdim. Ancak bu konuda başarılı olabilirdin! Sezon sonu yaklaştı ve sen yine "Gideceğim" demeye başladın! Git, düş artık bu koca camianın yakasından, dönüşün de olmasın! ------ Bunun adı sevgi! Yalovaspor'da "ilginç" denebilecek bir atama gerçekleşti. Kulübün eski başkanlarından; Zeki Baş teknik menajerliğe getirildi. Bu Türkiye'de görmeye alışık olmadığımız bir durum. Ancak Baş'ın açıklaması ders verir nitelikteydi: "Takımın morale ihtiyacı var. Tüm Yalova'nın takıma sahip çıkması gerekir. İyi gününde de kötü günde de Yalovaspor'un yanındayım. Her göreve hazırım..." İşte amatör ruhunu kaybetmemiş bir profesyonel. İşte sadece sevdiği için bu işi yapan birisi. Türk futbolunun düze çıkması için böyle 'Baş'lara ihtiyacı var. ------ Adın gibi ol Güneş! Türkiye'yi Dünya üçüncüsü yapan teknik adam! Trabzonspor'u son şampiyonluğundan bu yana zirvenin en yakınına taşıyan hoca! "En" başarılı olmasına rağmen karizması olmadığı nedeniyle eleştirilen patron! Futbol oynadığı dönemde kırdığı rekorları hâlâ kırılamayan kaleci! Trabzon'daki ikinci döneminin ardından köşesine çekilen Şenol Güneş Hoca, önceki gün İTÜ'nün düzenlediği, "Türkiye'de Futbol Kültürü" konulu panele katıldı ve ilginç açıklamalarda bulundu. Söyledikleri içinde benim dikkatimi çeken, "2002'de Dünya Kupası maçlarına gitmeden önce her maçta suç yokken suçlu arayanlar, bugün suç varken suçlu bulamıyor" sitemi oldu. Güneş, "Bu benimle değil, ülkenin bakışıyla ilgili" dese de biz mesajı aldık! Ve şimdi ben soruyorum: "Hocam madem sorunu tespit ettiniz. Üzerinize düşen bunu aşmak mıdır, yoksa köşenize çekilip susmak mıdır?" Böyle kaçak güreşmek, küsmek size yakışır mı? Madem bu işin içindesiniz, neden sorumluluklarınızı yerine getirmiyorsunuz? Eğer mücadele etmeyecekseniz, konuşma hakkınız olmadığını da bilmiyor musunuz? ------ Klinsmann'ın da işi zor! Göreve geldiğinden bu yana eleştirilen, yaptığı her şey olay, attığı her adım tartışılan bir adam Jurgen Klinsmann! Almanların efsanevi golcüsü Milli Takım'ın başına geçtiğinden bu yana rahat bir nefes alamadı. Karışanı çok, eleştireni çok, destek olanı neredeyse yok. Ama o hâlâ görevde! Kadroyu bile onun kurup kurmadığı belli değil. Sponsorlar, eski yıldızlar, ağır toplar, medya, hükümet derken Klinsmann "7 Kocalı Hürmüz" kimliğine bürünmüş durumda. Kimse Klinsmann'ın Almanya'sına inanmıyor gibi görünüyor. Evet, Dünya Kupası'nın en istikrarlılarından Almanya'nın son yıllarda sorun yaşadığı bir gerçek! Ama Almanya değil mi 2002'de final oynayan?. Bir de tüm Dünya ve Avrupa kupalarında ev sahibi takımın en az yarı final oynadığı gerçeği göz önüne alındığında ben Almanya'nın da son dörde kalacağına kalıbımı basıyorum! Ha bu Klinsmann'ın başarısı mı olur onu bilmem! ------ Kartal'ın hikâyesi... Sivas... Mardin... Altay... İsmail Kartal! Biz İsmail Hocaya inanıyoruz, ancak o ne yapsa yöneticilere yaranamıyor. Sivas'ı Süper Lige taşıdı, ödülü kapı önüne konmak oldu. Mardin'e iyi niyetle gitti, maddi sıkıntıları aşamadı. Altay'da kaynayan kazanın içine atıldı. Bravo doğrusu! Harcayın beyler, harcayın... Hoca fazlamız var ya nasıl olsa! ------ Kimler geldi... Kimler geçti... * Duisburg: Jürgen Kohler gitti. Hoca aranıyor. * Ofspor: İsmail Batur gitti. Şirin Berber geldi ------ O diyor ki! Standartların yükselmesi için, önce standartlarınız olmalı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.