Ümitsiz vaka

A -
A +

Yıllarca birçok farklı takımda gördük bu zat-ı... İşsiz kaldığı dönemlerde ise televizyonlarda yorumcu olarak çıktı karşımıza... Türk futbolundaki kısır döngüden olsa gerek, elle tutulur bir icraatı olmamasına karşın tekrar tekrar görev bulmakta zorlanmadı. Başarılarıyla değil, başarısızlıklarına bulduğu kılıflarla, bu kılıfları hazırlarken yaptığı hareket ve söylemlerle akıllara kazındı. Şahıs olarak efendi bir kişiliğe sahip olsa da -en azından biz kendisini öyle tanıyoruz- iş hayatı konusunda aynı sözleri sarf edemeyeceğiz. Evet Ümit Kayıhan'dan bahsediyorum. Hafta sonunda oynanan Malatya-Samsun maçında yaptıklarıyla "Bir utanç anı" objektiflere yansıdı Ümit Hoca. Sevinirken bile kamera arayan bu "şovmen"in yaptıkları Bashir'in kendi takımının attığı gole üzülmesinden daha düşündürücüdür. Futbolcu yapı ve konumu itibarıyla hata yapan talebedir, ancak kusur "hoca"da olursa durum çok farklıdır. Şimdi herkes başını elleri arasına almalı ve tekrar düşünmeli: Ümit Kayıhan ve emsalleri Yılmaz Vural, Hikmet Karaman gibi hocalar mıdır Türk futbolunu ileriye götürecek olanlar? Yoksa "Karizması yok" diye ipe çekilen Şenol Güneş gibi hocalara mı bağlamalıyız umudumuzu? Hani bu küsüp gitmeye bayılan hocamıza! Elalem Dünya'ya hoca ithal ederken biz futbolcu satmaya bile aciziz. Çünkü hatalarımızı görmemize engel olacak kadar kör edici bir gururun esiriyiz. Dünyaca en çok bilinen hocamız Fatih Terim'in, Milan gibi bir takıma gitmesini ayakta alkışladık, ama daha biz yerimize bile oturmadan Terim, kapının önüne kondu. Yurtdışı doğumlu oyuncularımızı saymazsak son yıllarda yetiştirdiğimiz en büyük futbolcularımız, Avrupa'nın vasat takımlarında oynayan Emre, Nihat ve Tugay. "Efendim Sergen çok yetenekli" diyenleri duyar gibiyim... Kendini düşünen, egolarına yenik düşmüş bir futbolcudan bana ne kardeşim! Benim rakip olarak gördüklerim daha doğrusu görmek istediklerim İtalya, İspanya, Almanya, Fransa, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Brezilya, Arjantin... Hani şu dünyaya futbolcu pazarlayan, ligleri herkesce seyredilen, bilenen, yıldızların birbirleriyle yarıştığı, süperlerin birbirleriyle karıştığı ülkeler seviyesinde görmek istiyorum Türk futbolunu... Mümkün mü? Bu kafayla tabii ki hayır. Asla. ------- Gerets ve Sağlam Süper Lig'den iki teknik adam. Biri Belçikalı, diğeri Türk. Ortak yanları, başarılı futbol geçmişleri ve şu anda çalıştırdıkları takımların sarı-kırmızı renkleri. G.Saraylı Eric Gerets ile Kayserili Ertuğrul Sağlam'dan bahsediyorum. Hafta sonunda kozlarını paylaşacak bu iki hoca, hafta başında farklı panellerde söz aldı. Gerets'in "F.Bahçeli futbolcuları tanımıyorum" sözüne takıldım. Ertuğrul'un "G.Saray ne kadar şampiyon olmak istiyorsa biz de o kadar UEFA Kupası'na katılmak istiyoruz" açıklamasını alkışladım. Bakalım bu sezon kendisini 4 maçın 3'ünde yenen F.Bahçelileri hâlâ (!) tanıyamayan Gerets, "Başarımız tesadüf değil" diyen Kayseri karşısında ne yapacak?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.