Yazık oldu

İspanya’daki maçta mükemmel bir başlangıç, berbat bir kapanış vardı Fenerbahçe için. Nasıl olmuştu da ilk 45’inde ezici bir üstünlük kurduğu maçı 2-0 kaybetmişti sarı lacivertliler, İspanyollar bile şaşırmıştı. Buna rağmen umudunu diri tutuyordu Fenerbahçe. Zira dev gibi tecrübesine rağmen bu sezon berbat bir takımdı Sevilla. Bir kez daha tarih yazmak mümkündü. En azından tribünleri tıklım tıklım dolduran taraftarlar, ekranları başındaki milyonlar buna inanıyordu. Ciddi skor avantajına rağmen o kadar kötüydü işte Sevilla…

Kadro doğru muydu?

Peki ya Fenerbahçe? Jorge Jesus bir kere daha üçlüden taviz vermedi. Bunu zaten biliyorduk da, Portekizlinin sahaya sürdüğü on birde ciddi sürprizler vardı. Hem Arao hem Crespo yedek soyunmuş, Oosterwolde ile Arda formayı kapmıştı. Tabii bir de İsmail var, haftalar sonra... Fenerbahçe tribünün de baskısıyla coşkulu bir giriş yaptı da, acaba kadro doğru muydu diye düşünmeden edemiyor insan. Solda Ferdi, sağda Osayi olsa daha güçlü hücum etmez miydi? Arda’nın düşük tempoda kaldığını herkes gördü mü?

Böyle bitmemeliydi

Serdar Aziz ve Samet’in basit top kayıpları olmasa pozisyon üretemeyecek Sevilla’ya karşı oyun üstünlüğü kursa da Fenerbahçe, golü VAR’dan gelen penaltıyla bulabildi ancak. Topla oynayan ama rakibi boğmaktan uzak bir durumda… İkinci yarıda baskıyla birlikte pozisyonlar artsa da bütün kozlarını oynamakta geç kaldı hoca. Fenerbahçe çok istediği, hak da ettiği maçta, beceremedi. Bağıra, çağıra, çıldırtırcasına gitti tur. Yazık oldu. İspanya’daki maçın kahramanı Dmitrovic, Kadıköy’ün çirkefi olurken, sahaya yabancı madde atıp tempoyu düşürenlere ne demeli ayrı konu.