> MEMIN boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör) ------- Bu sütunlarda yazma fırsatı bize verildiği günden bu yana ısrarla savunduğumuz bir konu var. Farklı başlıklar halinde sunduğumuz, ancak temelde tek bir noktayı işaret eden fikirleri paylaştık sizlerle. "Takım yıldızlarla kurulmaz", "tecrübe tek başına başarı getirmez", "ismi ünlü hocaların yüzünüzü güldüreceği garanti edilemez", "futbol bir ekip işidir, ruh yoksa tüm artılar sonuçta eksi verir" dedik... Savlarımızı başıboş, ayağı çıplak da bırakmadık, hep örnekledik... Kendi çapımızda yol gösterdik. Gerekli mercilere mesajlarımız ne kadar ulaştı bilinmez, ancak Mourinho, Rijkaard, Deschamps gibi isimleri görmezden gelenlere, "Bırakın uzaklardaki hayal bahçelerini, ayağınızın dibinde, burnunuzun ucunda tomurcuklanan kendi çiçeklerinize bakın, onların mis kokularına karşı arkanıza rüzgârı almayın" diyoruz şimdi. İsimleri son 10 yıldır Türk futboluyla anılan, bir sezonda 1-2 değil, 3-4 takım çalıştırmaktan utanç değil anlaşılmaz bir gurur duyan, isimleri başarı ile bir arada kullanıldığı zaman devrik cümle olan, futbolun değil, kulislerin, dalaverelerin adamı oldukları için Türk sporunun içinde barınan, "teknik direktör" sıfatıyla bile anmaktan hicap duyduğum zatların isimlerini sizlerle defalarca paylaştığım için tekrar edip reklamlarını yapmayacağım. Zira onlar için ne söylersek söyleyelim mutlu oluyorlar. Arsızlık, hırsızlıktan da beter, zira çalanın utanma ihtimali var, bunlar için ise "utan-mak" eski dünyadan bir isim gibi. Unutulmaya yüz tutmuş bir Çin başkentidir belki de (!) Bunları bir kenara bırakıp, güzelliklerden bahsedeceğim sizlere. Mourinho ile, Rijkaard ile, Deschamps ile özdeşleştirdiğim yerli malı çiçeklerden. Ersun Yanal'ı bir kenara koyalım, o genç kuşaktan bir adım öne çıktı! Kim ne kadar eleştirirse eleştirsin, elindeki imkânlar dâhilinde sıra dışı şeyler yaptı. Çağı yakalayarak, eski başarılarının ardına sığınmadan, hep ileriye bakıp daha iyisini aradı. Bugün hâlâ beklenenin ötesine geçemese bile benim biçtiğim kaftan çok daha büyük başarılarla bezeli. Fakat hep bir kenarından çekip çekiştirenler var. "Alışmış kudurmuştan beterdir" diyen ne de hoş kelam etmiş. Bir kısım "eski kurt", kendilerini genç hissetme arzusundan mıdır bilinmez, ısrarla gençleri yerden yere vurup, eski 'gençleri' cilalayıp parlatmakta. Güneş'i küstürüp kaçıran zihniyet, bugün bıçaklarını Yanal için bilemekte, yarın sırada kimler var? Ben katledilecekler listesini vereyim de şaşırmayın sonra bunlar niye ipe gitti diye! İlk sırada Kayserispor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam! Hemen ardından Bursaspor'un Hocası Engin İpekoğlu. Sivas'ta Bülent Uygun, Erciyes'te Bülent Korkmaz da kaşınıyor! Türkiye istemiyor böyle şeyler! Yenilik istemiyoruz! Gençlerin işe el atmasını, hele başarılı olmasını asla istemiyoruz! Hep gölgede kalın siz! Hep büyüklere danışın! Onların hatalarını dile getirmeyin! Onların sizi baltalamasından gurur duyun! Türkün örf ve âdetindendir, büyüğünüze yer verin! Onlar sizin altınızdan koltuğu çekse de "Teşekkür edin!" Saygıdandır! Türk futbolu mu? Başarı mı? Zamanı yakalamak mı? Gençlerin önünü açmak, yeniliklerle kucaklaşmak, doğruyu görmek mi? Ne diyorsunuz siz ya? Öldürmeyin nostalji ruhunu, katiller!