Önceki gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde benim de davetli olduğum çok önemli bir toplantı vardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" toplantısında konuştu. Programa kıymetli eşleri Emine Erdoğan ile katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda çok net mesajlar verdi:
“Kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Eşrefi mahlûkat olan insana, özellikle de kadınlara yönelik şiddet kabul edilemez bir Vandallıktır. Böyle bir yola tevessül eden bu ihanetin içine giren kadına el kaldıran fiziki ya da psikolojik şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka çekmelidir. Bunu temin etmek de devletin asli görevidir... Kadın ve Demokrasi Vakfı KADEM'in yaptığı kapsamlı inceleme, maalesef reyting uğruna kadına yönelik şiddetin normalleştirildiğini gösteriyor. Bu konuda toplumu bilgilendirici olması gereken diziler, tam tersine şiddeti teşvik eden meşrulaştıran araçsallaştıran kötü bir rol oynuyor. Bunun engellenmesi noktasında hepimize özellikle de yapımcılara, senaristlere, medya organlarına ve RTÜK'e sorumluluk düşmektedir...”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da çok etkili bir konuşma yaptı. Göktaş’ın şu cümlelerine gerçekten de şahidiz:
"Bugün ve her daim şiddetin karşısında 'Biz varız!' Şiddeti normalleştirmeye, şiddetten beslenmeye çalışanların karşısında 'Biz varız!' Kadınların güvenliği için, her zaman ve her yerde 'Biz varız!' Filistin başta olmak üzere dünyanın her neresinde olursa olsun mazlum ve mağdur kadınların yanında 'Biz varız!' Şiddeti değil, sevgiyi, saygıyı, merhameti büyütmek için 'Biz varız!' Kadınlar yalnız değil, her adımda, her mücadelede 'Biz varız!' Kadınların onuru ve hakları için 'Biz varız!..'”
Açıkçası ilk kez bir Aile Bakanının bir anne olarak, bir eş olarak ve aile kurmuş bir birey olarak aile konusunda gerçekçi ve uygulanabilir adımlar attığına şahit oluyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, bakanlığa geldiği günden beri olmayanı ve düşünülmeyeni hayata geçirmeye, farkındalık oluşturmaya çalışıyor. Bilgi birikimini ülkenin sosyal gerçekliği üzerine bina ediyor.
Cumhurbaşkanlığı kongre sarayını dolduran hanımefendi ve beyefendiler tanık oldular ki devletimiz şiddet konusunu gündemine almış ve çok ciddi tedbirler alma kararlılığındadır.
Bakan Göktaş’a benim bir temennim var.
Kadınlarımızla sürekli bir araya gelen Sayın Bakanın sorunları birincil ağızlardan duyması çok önemli. Bu şiddetle mücadelede önemli kazanımlar sağlıyor. Sayın Bakan’ın bir programda da boşanmış, evliliğini sürdürememiş, şiddet uygulamış beyleri de dinlemesi şiddet konusunun sosyolojisini tam ve doğru tespitte oldukça faydalı olacaktır. Ayrıca ülkemizde bir de nafaka sorunu vardır ve bu durum özellikle boşanma sürecinde şiddeti de tetikleyen bir olgu hâline gelmiştir.
Bir de…
Türkiye’de aile üzerine, kadın üzerine söz söyleyen pek çok insanın hiç evlenmemiş veya evlenip evliliğini sürdürememiş insanlardan olması çok ilginç! Aile kurmak büyük bir kariyer projesidir zira. Anlaşamıyorum hadi ben gittim, yenisini denerim mantığıyla “aile ve aile birliğini” hiçbir zaman tesis edemezsiniz. Bu kabil insanların devletin resmî programlarında rol model olarak yer almasının oldukça rahatsız edici olduğunu söyleyelim.
Hasılı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın gerçekten de son aylarda çok büyük bir atak yaparak ülkenin içine girdiği şiddet sarmalı hakkında çok ciddi projeler geliştirdiğini ve yepyeni tedbirlerin de yolda olduğunu belirtelim.
Öyle ki Sayın Bakan’ın söylediği gibi her yerdeler...
Meryem Aybike Sinan'ın önceki yazıları...
