Birisi Tataristan’ın başkenti Kazan, diğeri Ankara’nın ilçesi Kahramankazan…
Küresel kan emicilerin hiçbir eylemi tesadüf değildir. Dünyada olup biten her siyasi, askerî, ticari ve sosyal vakanın senaryosu aylar öncesinden yazılmıştır aslında! Önceki gün Kahramankazan’da bulunan Tusaş’a yapılan terör saldırısı yüzde yüz küresel güç tüccarlarının aktivasyonudur…
O muydu, bu muydu, şu muydu diye kendimizi yormayalım hiç!.. Bu alçak terör eylemini PKK da yapsa, DHKP-C de yapsa, YPG de yapsa, FETÖ de yapsa adres değişmez. Çünkü bütün terör örgütlerinin yolu aynı kapıya çıkar. Adres bellidir, yöntem bellidir, amaç bellidir.
23 Ekim 2024… Tarihe bakınız. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nerede? Rusya’da! Ne için orada? BRICS Zirvesine katılıyor, özel davetli. Bu zirvede hangi ülke liderleri var? Çin, Rusya, İran, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri vs… Bir NATO ülkesi olan Türkiye bu zirvede ve bir de üyelik başvurusu var! Onlara göre bir eksen kayması, Türkiye’ye göre denge politikası, ticari, finans ve güvenlik sistemlerine yeni mecra arayışı vs…
Aylar öncesinden zirvenin tarihi belliydi. Düşününüz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zirveye katıldığı gün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Erdoğan görüşmesinin yapılacağı saatlerde TUSAŞ’a saldırı gerçekleşiyor! Ne senaryo ama! Kazan Kazan!
BRICS örgütü ülkelerinin ABD dolarıyla olan göbek bağını kesmesi aslında ABD için kelimenin tam anlamıyla bir çöküş ve yıkım demek! Doların küresel rezerv para birimi olarak hâkimiyetini yıkan BRICS, uluslararası ticari faaliyetlerde yerel para birimlerinin yolunu açıyor…
Önceki günkü oturumda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS’in bir tahıl ambarı borsasını kuracağını duyurdu. Putin, “üye ülkelerinin dünya tahıl pazarındaki payının yüzde kırkı aştığını, bu borsanın hayata geçirilmesiyle ulusal pazarların, küresel güçlerin dış müdahalelerinden, spekülasyonlarından ve gıda ürünleri kıtlığına neden olma girişimlerinden korunmasına yardımcı olacaktır" dedi.
Çok kutuplu bir dünyanın mümkün olabileceğini gelişmekte olan ülkelere anlatan BRICS’in dünya sahnesindeki etkisi güçlenirken, küresel siyaset içindeki nüfuzunun da buna paralel olarak arttığını görüyoruz. BRICS bloğu, dünya nüfusunun yüzde kırk beşini oluşturuyor.
Ve Türkiye…
Tam bağımsız stratejiler yürüttüğü, kendi politikalarını kendisinin belirlediği, savunma sanayinde dev adımlar attığı ve BATI, ABD ile pek çok konuda farklı düşündüğü bir dönemde BRICS zirvesine katılıyor.
Küresel güç odaklarının bu gelişmelere kayıtsız kalamayacağı aşikârdır. Çünkü Türkiye herhangi bir ülke değildir. Her şeyden önce NATO’nun ikinci büyük silahlı gücüdür.
Öyle ki Türkiye Çin ve Rusya gibi dev ülkelerin oyun kurucu olduğu BRICS zirvesine katılıyor, üyelik başvurusunda bulunuyor ve küresel gücü sallamıyor! Olacak iş mi(?!) Sözün özü TUSAŞ’a yapılan aşağılık terör eyleminin arkasında şeytani bir aklın olduğu, MOSSAD, CIA gibi örgütlerin bulunduğunu anlamak hiç de zor değil…
Ancak…
TUSAŞ gibi ülkemizin en hayati kurumunun güvenlik konularında daha sıkı korunması gerekmez miydi? TUSAŞ gibi daha birçok kurumumuz var ve onların da sıkı güvenlik tedbirlerinden geçirilmesi gerekir.
Sadece kurumlar da değil! Bu kurumlarda çalışan mühendislerimizin de can güvenliği sağlanmalıdır. Geçmişte bu anlamda pek çok mühendisimizin sebebi bilinmeyen ölümlerle hayattan koparıldığını hatırlayalım!
Dünya da bölgemiz de çok şeye gebe ve Türkiye, iç işlerinde huzur ve sükûnu sağlamak durumundadır.
Her an teyakkuzda olmak elzem olmuştur...