Sosyolojimizdeki ‘ergenlik’ hâli!

A -
A +

Ergenlik ilk gençlik yıllarına yani 10- 21 yaş aralığına denir.

 

21 yaş sonrasında bu dalgalı ruh ve tavır yerini yavaş yavaş bir durgunluk ve olgunluk hâline bırakır.  Tabii bu normal şartlardaki tekâmül evresidir. Bazı bireylerde daha erken ve daha geç de bitebilir.

 

Ancak biz dünün çocukları bu ruh hâlini ne yaşayabildik ne de ailelerimiz bize müsamaha tanıdı. Çocukluktan aniden çıktık ve birden büyüdük. Kapris yapma, haytalık, depresif tavır ve tutumlar, ölçüsüzlük, edep ve hayâda dikkatsizlik ve lakaytlık kabul edilebilir değildi.

 

Üzerimizdeki bu talim ve terbiyenin kaynağı hiç şüphesiz Anadolu pedagojisi idi.

 

Sonra bir şey oldu.

 

Dışarıdan talim ve terbiye ithal ettik. Kimi psikolog ve pedagoglar, eğitim sistemimize “Batı Pedagojisi"ni dayattılar. Talebenin yani talep edenin, yani öğrenenin yani öğrencinin ergenlik hâlleri gözetilerek Eğitim Sistemi ısrarla değiştirilmeye, binlerce yıllık Türk ve İslam pedagojisi hor görülmeye başlandı. Öyle ya ne varsa Batı’da vardı!

 

Bu horlama ve değersizleştirme artık mutat hâle gelmişti.

 

Her gelen yeni Eğitim Bakanı, sistemi biraz daha Batılı hâle getirmek için bir öncekiyle yarışırcasına yeni müfredatla başladı işe. Dünyada bizim kadar eğitim müfredatını değiştiren bir başka ülke var mıdır acaba?

 

Gerisi hepimizin malumu. Eğitim sisteminden iyi insan, nitelikli, irfan sahibi, millî ve manevi donanıma haiz bireylerden ziyade diplomalı işsizler, hiç büyümeyen zayıf karakterler çıkmaya başladı.

 

Şimdi herkes şikâyet ediyor, ne oluyoruz diye etraflarına bakınıyor!

 

Ne olacak, bu eğitim sisteminden ne çıkmasını umuyordunuz? Bu modifiye sistem dürüstlük, ahlak, adalet, vicdan, merhamet, nezaket, diğerkâmlık, vefa, empati, saygı, sevgi mi veriyordu insana? Ne sanıyordunuz?

 

Bu sistem hırs, büyük ütopik hayaller, haz, gereksiz kibir pompalamak dışında bir şey yapmıyordu aslında. Z kuşağı zekidir, çalışkandır, başarılıdır, teknoloji bilir, dünyalıdır vs. Ne kadar gereksiz ve saçma bir öz güven biçimi!

 

Oysa başarının formülü belliydi:

 

“Başarı Hakk’a uygun düşmektir” olmalıydı marifet.

 

Şimdi etrafınıza bakınız. Etraftaki kaos size ne söylüyor? Yolunda gitmemiş, olmamış, düğmesi bir yerlerde yanlış iliklenmiş bir bozuk sosyal göstergeler tablosu ile karşı karşıyayız.

 

Sokaklarda terör estiren ergenler, sosyal medyada rezilliğin dibini sıyıran ergen yetmişlikler, birbirini kazıklayan, arkadan vuran, zarar veren ahlaksızlıklar pik yapmış durumda!

 

Eskiden belli bir yaşa gelmiş insanlarda bir kemale erme hâli vardı. Bugün yaşlılarımız bile ergen! Ergen gibi tavırlar sergiliyorlar. İşte bakınız etrafınıza. Yatıştıran, meseleleri olgunlukla, suhuletle ve yapıcı bir şekilde çözen olgun insan sayısı yok denecek kadar azaldı.

 

Peki bu toplum böyle miydi?

 

O ‘Efendi’ babalar, dedeler, ‘Hanımefendi’ anne ve teyzeler neredeler? Nerede o huzur abideleri? Onların yüzü suyu hürmetineydi evdeki ve sokaktaki asayişin berkemal oluşu.

 

Onlar bir bir hayatımızdan gidince "ergen yaşlılar" devri başladı! Asıl ürkütücü olan da bu! Sosyal medyada vakit geçirip ergenlerle yarışan, sabah programları izleyerek gününü geçiren bir "ergen olgunlar" dönemine girmiş bulunuyoruz ne yazık ki!

 

Hasılı onlarca yıllık sistemin tezgâhından çıkmış insan yığını, sosyoloji içindeki yerinden kusuyor! Erkekler kadın gibi, kadınlar erkek gibi küfrediyor, tavırlar ve konuşmalar bile aynileşmiş. Özellikle ahlak yerlerde diz çökmüş var gücüyle imdat diyor…

 

Millî Eğitim Bakanlığının yeni müfredatı bu büyük meseleye ilaç olur mu? Bu sosyal çürüme ile ilgili iktidarın bir reform yapması ise şart.

 

Ve hatta çok acil…

 

Sizce?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Osman Beyce28 Ağustos 2024 09:49

Teşekkür ederiz Meryem Hanım. Hislerimize tercüman olmuşsunuz. Allahü teala encâmımızı hayreylesin. Pansuman tedbirlerle bu işler olmuyor. Köklü ve sağlam bir yeniden inşâ lazım müfredatta. Bu bakan, bu kalite ve kalibrede görünüyor. Fransa'ya geri adım attırmasından belli MİLLÎ vr VAKUR olduğu.

Burak Gönültaş28 Ağustos 2024 05:28

Kaleminize sağlık, süper yazı.