Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz.
Deprem psikolojisini üzerimizden atmamız uzun zaman alacak. Bir taraftan yiten giden onca can, bir taraftan yerle bir olan şehirler, bir taraftan ekonomik vurgun! Ne yandan baksak deprem görünüyor!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, birilerinin sandığından da büyük devlet olduğunu gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Depremin yaraları hızla sarılıyor ve enkaza dönüşmüş şehirlere neşter atılıyor.
Ancak yaramız çok taze ve devasa acımız tarifsiz. İşte böyle bir zamanda gerçek dostlara ve kardeşlere ihtiyacımız var. Çok şükür ki onlar hep yanımızdaydı. Depremin karabasan gibi üzerimize çöktüğü ilk günde teklifsiz koşup gelen ülkeler Türk Cumhuriyetleri idi.
Hemen her konuda el uzattılar, ellerinden geleni yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar. Kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre, Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan Cumhuriyetlerinin Cumhurbaşkanlarını ve Macaristan Başbakanını arayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Destek Zirvesi” düzenlenmesi teklifinde bulunuyor.
Tük Devletlerinin Cumhurbaşkanları bu teklifi onaylayınca da Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanychbek Omuraliev’i arıyor. Akabinde Türkiye bilgilendiriliyor ve çalışmalar başlıyor. 16 Mart tarihinde Ankara’da bu zirvenin yapılması kararlaştırılıyor.
Şimdi Ankara’da bu zirvenin hazırlıkları var. Bu zirvenin ana konusu deprem ve depremin olumsuz etkilerinin çözümünde yaklaşım yöntemleri. Bu zirve kardeşliğin, dostluğun, samimiyetin de bir testi aslında.
Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Karabağ Savaşı sonrasında çok farklı bir duruş ve yaklaşım sergiliyor. Her anlamda liderliğini pekiştiren, Türk Birliği konusunda Türkiye ile aynı saflarda yürüyen, meselelere Türk aklıyla yaklaşan bir bakış açısıyla dostluğunu her fırsatta gösteren Aliyev’in bu adımı gerçekten ayakta alkışlanası bir durum.
İlham Aliyev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığının yanında bir ağabey, bir dost olarak da görmesi hasebiyle çok farklı bir yere koyuyor. Çünkü en zor zamanlarında, Karabağ Savaşında kendisini yalnız bırakmayan, her anlamda kendisine destek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a büyük bir vefa ve minnet duyuyor.
Aslında diğer Cumhurbaşkanlarının da tutumları farklı değil.
Son iki asırdır Türk toplulukları hiç böylesine yakın olmamış, böylesine kucaklaşmamış, böylesine “işte, dilde ve fikirde” aynı muvazeneyi yakalamamıştı. Kader bu büyük buluşmayı, bu kardeşlik kurumunu tesis etmeyi bu liderlere nasip etti. Dolayısıyla bu liderlere tarih çok fazla görev de yüklemiştir.
16 Mart’ta Ankara’da yapılacak Türk Devletleri Teşkilatı Liderleri Zirvesinde öyle zannediyorum ki Türkiye’ye ve özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir “Kardeş Kömeği” kabilinden destek verilecek.
Aslında bu tarihte Kazakistan bir seçim sath-ı mailine giriyor. 19 Mart’ta Parlamento Seçimlerinin yenileneceği Kazakistan, buna rağmen bu zirveye geliyor. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in de bu konudaki tavrı ve nezaketi alkışlanası.
Ankara Zirvesi, Erdoğan’a bir anlamda da moral desteği anlamına geliyor.
Aslında bir lider için bu ne büyük bir lütuftur ki bir değil, tam beş Cumhurbaşkanı ve bir başbakan biz sizin kardeşiniziz ve size destek olmaya hazırız demek için bir araya geliyorlar. Ve ata yurtlarından ana vatanı böylesine güçlü bir mesajla selamlıyorlar.
Tek millet çok devlet kabilinden bir araya gelen kardeşlerin bu zirvesi daha hayırlı hadiselere zemin hazırlar inşallah. Öyle ya niyet hayır akıbet hayır!
