"O 'bitirim' diye tarif ettiğin geri zekâlı adamın elinden bıçağı alan şoförle konuştum!"
Jale'nin komşusu Zehra hanım, nasihatlerine şöyle devam etti:
-Akıllı insan, önce neticeyi bekler, duyduklarını, gördüklerini ölçer, biçer, sentezler, sonra kesin kararını verir. Dedikodulara göre hareket etmek medeni bir insana yakışır mı? Sizin için gecesini gündüzüne katan doktor hanımefendiyi ne çabuk satabildiniz! Pes doğrusu! Yarın bunların hepsinin de yalan olduğu ortaya çıkınca bu insanların yüzüne nasıl bakacaksınız? Bu yaptıklarınızdan utanmayacak mısınız? Benim aklım almıyor siz yeni nesli! “ZE” kuşağı mısınız? Yoksa “YE” mi, “VE” mi? Bilmem ama aklınızı kullanmadığınızdan eminim!
- Çok haklısın da Zehra Abla bunları nereden biliyorsun?
- O “BİTİRİM” diye tarif ettiğin geri zekâlı adamın elinden bıçağı alan şoförle konuştum, buraya gelmeden önce. Evladım olsun çok gözü kara, oldukça iyi niyetli, temiz aile çocuğu…
- Peki o nereden biliyor bu kadar detayı?
- Orasını bilemem ama aklı başında adam gibi adam.
- Hakikaten öyle. Bu devirde böyle bir metropolde saf, tertemiz, kirlenmemiş insanların olabileceğini pek düşünemiyordum. Onu görünce yanıldığımı anladım. İnşallah bozulmaz.
- Kızım ahir zamandayız! Devir kötü. Her şey birbirine karışmış. Doğru diye önümüze konanların birer tuzak olduğunu anlayana kadar ömür bitiyor. Bak elli beş yaşını geride bıraktım, dile kolay. Dönüp bana sorsanız: “Zehra Teyze ne anladın bu dünyadan?” vereceğim cevap hep aynı: “Ne olacak kocaman bir HİÇ…” Yarın sizler de aynı çizgiye geleceksiniz ve aynı şeyleri söyleyeceksiniz, işte o zaman da iş işten çoktan geçmiş olacak.
- Şimdiden geldik o dediğine Zehra Teyze. Eski hatıralar var hafızamda ama çoğu berbat şeyler, atsam atamıyorum, satsam müşterisi yok, unutmak istesem unutamıyorum, kirli zamk gibi yapışmış üzerime, derin kazınmış zihnime. Hepsi de esrarlı yerlerde, bitirim insanlarla yani dünyayı boş vermiş olanlarla aramızda geçmiş. O seneler bir rüya, çabuk elimizden uçan gençlik, talebelik zamanlarımdı… Mutlaka iyiler de var, yani geri döndürmek istediğim zamanlarım da eksik değil ama neye yarar ki üzülebileceklerimden fazla değil.
- Buna pişmanlık denir kıymetli komşum. Çok güzel, arzu edilen bir meziyet. Çoğu insana da nasip olmuyor. Bu hissiyatının da kadir kıymetini bil. Mâni olmak, kaçmak istediğin kötü işlere, arkadaşlara “Elveda” dedikten sonra, tamamen hayatından çıkarmalı, gemiler yakılmalı bir daha dönmemek üzere, her şeyi kesin bitirmelisin.
- O kadar da kolay değil Zehra Teyze.
- Mühim olan zoru bertaraf edip muvaffak olmak güzel komşum. Yapan insanlar var. Siz, biz niçin yapmayalım ki? Bir daha geri bakma, hiç ama hiç tenezzül etme! Geri döndün mü, artık geçmiş olsun, kurtulamazsın! DEVAMI YARIN