Nefise Hanım:
-Doktor olduğum için mesleğimden bir misal vereyim. İnsanı bedenen ameliyat etmek için narkoz verip uyutmak lazım, ruhen ameliyat etmek için ise uyandırmak şart.
- Nasıl bir dünyaysa; herkes insanlığın kötüye gittiğinden dem vuruyor ama hiç kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmiyor. Maşallah insanlığı değiştirmeyi düşünüyoruz da önce kendimizi değiştirmeyi düşünmüyoruz. Acayip bir dünyada, tuhaf mahlûklarız doktorum!
- Jale Hanım unutmayalım; varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu da hiçbir şey kaybettirmiyor. Onun için çevrende az olsun, temiz olsun; hep kaliteli, bilgili, güzel ahlaklı, adam gibi adamlar olsun, çer çöple uğraşacak vaktimiz yok. “Bizi yoldan çıkarıyor” diye şeytana kızacak yerde ona inat biz başkasına bir iyilik yapalım da, o bize kızsın, hatta hırsından deliye dönsün melun. İşin kolayını almışız; herkes suçu hep dışarıda arıyor. Şunu iyi bilmek lazım, yaşadıklarımızla değil yaşattıklarımızla hatırlanıyoruz. Ne yaşattıysak elbet bir gün onu yaşarız.
- Söylediğiniz “Ne ekersen onu biçersin…” ecdat sözünü hatırlattı. Eden kendine ediyormuş, onu çok iyi anladım da nefislerimize sözümüz geçmiyor, isteklerinden kurtulamıyoruz.
- Nefisler doymaz, Allahü teâlâ öyle yaratmış. Onunla mücadele, imtihanımızın bir parçası. Bir insanı, bulunduğu mevkiyle değil, göz koyduğu makamla ölçmek daha doğru olur. Kendi acını duyuyorsan bil ki daha ölmemişsin yani canlısın, başkalarının acısını hissediyorsan işte o zaman hakiki manada İNSANSIN.
- Hep başkalarını kurtarmayı, başkalarının acısını dindirmeyi, başkalarını sevindirmeyi tavsiye ediyorsunuz. Biraz da kendimizi düşünme hakkımız yok mu Doktor’um?
- Güldürme beni Jale Hanım! O işi nefsimiz zaten yapıyor. Hep kendine istiyor. İşte içimizdeki bu düşmanı alt edip başkalarına iyilik etmeye muvaffak olabilirsek ne saadet! İmtihanı büyük ölçüde kazanmaya yaklaştık demek. Ölçü ortada, çok açık. Bizler keyif için mi yoruluyoruz? Bir kişi Cehenneme gitmesin diye kırk dereden kırk çeşit su getirip gönül almaya çalışıyoruz. Yaşamak dedikleri; vur patlasın, çal oynasın kabilinden oyun eğlence işlerini beceremiyor muyuz sanıyorsunuz yoksa?
- Ondan kolay ne var! İstesen her taraf o mayınlarla dolu!
- Nefis de öyle bir hayatı tavsiye ediyor. Kötü arkadaşlar, dünya düzeni de zemin hazırlıyor. Bak Jale Hanım; kendi keyfinden, basit dünyalıklardan maada başka bir şey düşünmeyen, diğer bir ifadeyle büyük hedefi olmayan insan, tek kelimeyle kötüdür. Kötülerden de uzak durmak akıl icabıdır.
- Ama insanların çoğu böyle, hem de oldukça egoistler!
- İnsanların çoğu onu yapıyor diye “yanlış” yanlış olmaktan çıkmaz Jale’ciğim. Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değil!.. Hor ve hakir gördüğümüz, küçümsediğimiz her şey için gün gelir, çok büyük bedel ödeme mecburiyetinde kalırız da iş işten geçmiş olur.
- Allah muhafaza! DEVAMI YARIN