"Ben, her hadiseden bir ders çıkarmak mecburiyetindeyim"

A -
A +

Evet, herkes hayatı bulunduğu yere göre değerlendiriyor. Annem ve babam için bu çeşit hayat tarzı yabancı sayılmıyordu.

 

 

 

Oya:

 

- Bu bizim hayatımız kime ne? Gönlünü alırsınız, problem etme Jale!

 

- Elbette sizin hayatınız! Karışan mı var? Bu kadar mı?

 

- Ne diyeyim, olup bitmiş, çaresi var mı?

 

- Olup bitirenler de başkaları değil bizleriz.

 

- Evet, herkes hayatı bulunduğu yere göre değerlendiriyor. Annem ve babam için bu çeşit hayat tarzı yabancı sayılmıyordu. Kendileri de vaktinde böyle yaşamışlar. Kızlarınınki de gayet normal geliyor. Bunları ben, hayata hazırlama fırsatları olarak görüyorum. Annemin ve babamın beni çok cesur, oldukça hür yetiştirememek gibi bir endişeleri vardı. Hâlâ da var. İnan gece yatağımdan kalkıp tek başına yaşayan birinin evine gelmemi medenî cesaret olarak yorumluyorlar. Başka ailelerin öyle bir endişeleri yok, çünkü evlatlarını son ana kadar koruyup kollama gibi vazifeleri olduğuna inanıyorlar.

 

- Bunun neresi yanlış? Ne kadar da sakince anlatıyorsun…

 

- Biliyorsun, zaten sakin tabiatlıyım Jale! Yetişkinlerin niyetlerini anlıyorum, sanırım bizi her yönüyle eğitmeye çalışmışlar. Hayatımızı derse dönüştürdüklerinin farkındalar.

 

- Yani?

 

- Yanisi; her hadiseden bir ders çıkarmak mecburiyetindeyim, çıkardım. Ben hata yaparım ve icap ederse de düzeltirim. Hatamı kimse bana izah edip açıklamadan kendi kendime anlamaya çalışırım! Yetmez mi bu kadar kabiliyet kazandığımız?

 

- Bayağı yolunu, rotanı çizmişsin.

 

- Bizde saklı bir şey yok Jale! Ebeveynler, bildiğimiz her şeyi kendilerinin öğrettiklerini, hayatta karşılaşabileceğimiz her şeyi söyleme ihtiyacı duyuyorlar. Dışarıda çok büyük bir dünya, çok uzun olmayan bir hayat var. Onların dışında da bir şeyler öğreniyoruz, bunu anlamalılar.

 

- Hiç, kötü bir şey olacağından korkmuyor musunuz?

 

- Yerime düşünürseniz beni anlarsınız. Yok kendi zaviyenden bakarsan anlayamazsın. Böyle serbest olmasaydım tek başıma düşünmeyi ne zaman öğrenecektim ki? Düşmek, kendi ellerimle kalkmak istiyorum. Keşke bana kalkarken hangi duvara dayanırsam daha iyi olacağını söylemeseler… Yanlış duvara dayanıp bir daha düşsem, ama kendi başıma öğrensem… Birkaç dakika içinde düşündüğüm şeyleri annemle babama da söylemeliyim, değil mi?

 

- Yok öyle bir şey demedim. Bak ben de gecenin köründe tek başıma çıkıp gelebildim. Seni buraya getiren serbestliğin, beni buraya getiren ise dertlerim.

 

- Ne derdin varmış? İstediğini kopara kopara aldın! İstediğin yerde okudun. Çoluk çocuğa kavuştun! Bir de dertten bahsediyorsun. Bu da yeni numaralarından biri olmasın? Belki de kocandan sıkıldın sana âşık eski sevgilinle buluşmak istedin. Beni de çağırdın ki gücünü göreyim!

 

- Oya neler konuşuyorsun? Ağzından çıkanı kulakların duyuyor mu?

 

- !!!

 

İş kavgaya dönüşmek üzereydi ki Toprak iki kadehle çıkıp geldi. Oya da bu boşluktan fırsat bulup kapıyı çarparak dışarı çıktı. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.