Buradan ayrılınca “Gece korkunç bir heyula gördüm...” diyecektim mutlaka. Zaten onlardan önceki kaç kuşak da kızıl yıldızın parladığı yarınların rüyasıyla öbür dünyaya göçmedi mi? Şimdi ne hâldeler? Düşünmek dahi istemiyorum. Duâ edelim de Rabb’ül âlemin onlara, bizlere ve isteyen herkese de hakikatleri görmeyi ve dosdoğru yaşamayı nasip etsin. Pireye kızıp da yatak yorganı yakanlardan olmak istemiyordum. İstemiyordum da nefsime sözümü geçiremiyordum.
***
Her defasında Toprak değişik ruh hâli sergiliyordu. Bazen güldüğüne, bazen ağladığına şahit oldum o gece. İkimizin de yakinen tanıdıklarımıza kızdığında “Onların ne suçu var? Hem arkasından konuşmak arkadaşlığa sığar mı?” deyip susturduğumda, onlara kızmadığını, unutkanlık olabileceğini söyleyip beni sakinleştirmeye çalışmasına ne diyecektim?
Çok üzülmüştüm bu eve geldiğime, gördüklerime ve konuşulanlara. Başka bir gün tespit etmek üzere müsaade istediysem de ne mümkün, kapıyı açtırmıyordu. Ah, Toprak ah! Gösterirdim ben sana ama kolum kanadım kırık! Duâ etsin Jale’ye, anlayışlı bir kız.
Hemen taktik değiştirdim. Onun da çok sevdiğini bildiğim Oya’yı aradım. Defalarca çaldırdım bakan yoktu, sanırım tozpembe rüyalar âlemindeydi. Nihayetinde muvaffak oldum, uykulu bir sesle telefonu açtı.
- Alo!
- Oya!
- Sen de kimsin?
- Bil bakalım.
- Kız Jale sen misin?
- Kız sana yakışır mı bu saatte uyumak? Bütün gün pineklemişsindir zaten. Bu ne hâl akşamdan?
- Yoo, şöyle televizyon seyrederken uyuklamışım. Hem akşam da değil baksana saat kaç kız?
- Yine de erken uyumak sana yakışmadı! Yok, yok kendini müdafaa etme uyumuşsun diyorsam öyledir. Bil bakalım ben neredeyim kız? Tahmin et kiminle olabileceğimi.
- Allah Allah! Kız ne bileyim? Ne zamandır iyi aile havalarında, geceleri evindesin. Bizim renkli, bir o kadar da ışıltılı hayatımıza sırtını dönmüşsün. Nereye, kime gider, takılırsın çoktan unuttum gitti.
- Az önce konuştuk. Önce seni aramış, duymamışsın. Çok ayıp olmuş kız.
- Kimden bahsediyorsun kız Jale? Mühim biriyse arar, özür dilerim, olur biter. Buluşup eski günleri yeniden yâd edip hatırlamak için haftaya bir gün ayarlayalım. Hı ne dersin?
- Bugün de izinliydim. Haftaya bir kez daha izin almak mecburiyetinde kalacağım.
- Jale, sözü kıvırtmayı bırak da sen nerede olduğunu söyle!
- Tamam, anlatırım. Mâni, şiir yazardın ne oldu bıraktın mı yoksa? Bir tane dinlemeden telefonu kapatmam.
- Tamam söyleyeyim.
Yaz gelir bostan olur,
Küsenler dosttan olur,
Dertlerimi yazamam,
Çok uzun destan olur.
- Bu da benden kız Oya:
Saz çalar şair olur,
Su görür nehir olur,
Her gün, gece içene,
Keyf değil zehir olur.
- Kız, bir araya geldiğimde herkesi soracağım. İyi ki aradın, uykumu böldün ama değdi. Çok eskilere götürdün beni.
- Kız Oya! Seninkinin yanındayım!
- Deme! Toprak ve sen yan yana! Kız hangi meyhanede? DEVAMI YARIN