"Fransız subayının belindeki el bombasını alıp pimini çektim!"

Sesli Dinle
A -
A +

“Bre melunlar, bre zalimler, leş kargaları, çakallar! Uyuz itler! Ölümü çiğnemeden bu kızlara dokunamazsınız!..”

 

 

 

"Yarım Adam" o günleri anlatırken âdeta yaşıyordu:

 

- Kısacası benden; canımdan can, kanımdan kan kızlarımızı ellerimle onlara peşkeş etmemi istiyorlardı. Hırsımdan tir tir titriyordum! Olmayan aklım çoktan gitmişti! Son bir kuvvetle bütün cesaretimi toplayıp geri döndüm: “Bre melunlar, bre zalimler, leş kargaları, çakallar! Uyuz itler! Ölümü çiğnemeden bu kızlara dokunamazsınız” diye gürledim! Yırtıcı bir kaplan misali önüme gelen ilk Fransız subayının üzerine atladım. Belindeki silahını ve el bombasını alıp pimini çektim. Sonunu hatırlamıyorum. Altı subayın beşi gebermiş. Benim ise kızlara doğru olan kısmım kalmış. Subaylara dönük olan tarafım bombanın tesiriyle bu hâle gelmiş... Bayılmışım. Akan kanlar orayı göle çevirmiş. Öldü diye de bir kenara atmışlar. Kızlardan kurtulan biri, nefes aldığımı, sağ olduğumu anlayınca sırtlamış evine taşımış ve tedavi etmişler. O kızcağızın yüzünü hatırlamıyorum, çünkü hiç görmedim. Dedesi ile yiyecek ve ilaç gönderirmiş. Önceleri baygınken, sonraları ise uyurken içeri girip tedavimi yapar ve ihtiyaçlarımı yanı başıma yerleştirip çok hizmet etmişler. Onların hakkını nasıl öderim bilemiyorum. Dahası var eksiği yok! İşte bu yüzden bana “YARIM ADAM! YARIM GAZİ” diyorsunuz!

 

- !!!

 

- “Muallimin evinde yılbaşı kutlanıyor!” dediklerini duyunca doğrusu inanamadım ama içime bir kurt da düşmedi değil! “Gidip aslını öğreneyim…” dedim, geldim! Aha burada şu Fransız müsveddesini, elinde bardakla aynen onlar gibi hareketler yaptığını görünce beynimden vurulmuşa döndüm! O geceyi hatırladım bütün acısıyla! Keşke; çok sevdiğim komşumu ve evlatlarını bu vaziyette görmeseydim! Böyle göreceğime öbür yanım da yok olsaydı. Keşke ölseydim de bu hâle şahit olmasaydım! Keşke, keşke…

 

- !!!

 

Duyduklarımız karşısında küçük dilimizi yutmuştuk! Boş gözlerle birbirimize bakışımızı hiç unutamıyorum.

 

     ***

 

Ailemle kutladığım ilk ve son yılbaşım bu oldu. Aradan kırk sene geçti. Yarım Çavuş’un dedikleri aynen çıktı. Dün bir basit eğlenceydi, bugün tam bir Hristiyan yortusu hâline döndü. Kesilen hindiler, devrilen çamlar ve çam altındaki hediyeler, su gibi içki tüketimi, kulakları sağır eden müzik, sabahlara kadar devam eden dans ve çılgınca eğlence… Bunlar ne mânâya geliyor, Allah aşkına söyler misiniz?

 

Yarım Çavuş; Müslüman kızlarımızın gâvur erkeklerinin yılbaşı eğlencelerinde meze olarak kullanılmasına mâni olmak için, vücudunun yarısını vermişti. Biz o kahraman gâzilerin şimdiki evlâtları, torunları değil miyiz? Onun vücudunun yarısını vererek mücadele ettiği garp eğlencesini, şimdi bütün millî ve mânevî hislerden, duygulardan uzak, nasıl da zevkle ve içten kutluyoruz!

 

Heyhat neydik, ne olduk?

 

Bilmem bizi affedecek misin YARISI OLMAYAN ADAM, kahraman YARIM ÇAVUŞ?

 

Bu zavallı evlatlarının hâli ortada! Affet ne olur!

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.