Hayallerimizin değil, hakikatlerin peşinden gitmemiz lazım...

A -
A +

Jale, bir iç çekti:

 

- Dinimiz hakkında ne lazım geliyorsa öğrenmişsiniz maşallah. Duâ edin de ben de öğreneyim. Tamtakırım, hiçbir şeyden haberim yok. İnsan bilmediğinin de düşmanı oluyor, elinde olmadan.

 

- İnsanoğlu bilmediğinin düşmanı niçin olur? Bilhassa yakınlarımızın negatif duruşları, hatta din hakkında ileri geri konuşmaları, öyle düşünmeye mecbur ediyor. Aslını bilmiyorsun çünkü. İğrenç, akıl almaz hikâyeler uyduruyorlar din ve dindarlar hakkında.

 

- Ben çok dinledim onlardan.

 

- Biz de öyle çok dinledik. Dindar görünümlü biri bir suç işlediğinde; “Bakın hacılara, hocalara ne cinayetler işliyorlar? Aaa olacak şey mi? Hacının yaptığı inşaat çöktü! Zıkkım yesin!..” Bu ve benzeri ifadeleri duyan dinden habersiz biri ne diyecek? “Bakın şu dindarlara; ne kepaze mahlûklarmış!” Bu cümleyi sarf edecek duruma getirilmiş bir genç, dine ve dindarlara hep mesafeli duracak, belki düşman bile kesilecek ve hepten kaybedecek tabii.

 

- Benim ilk durumum bu dediğinden farksız değildi. Sizinle karşılaşıp iyi hâllerinizi görünce…“Aaaa! Bu gerici dedikleri de güzel insanlarmış…” demiş, çok şaşırmıştım.

 

- İlahi Jale'ciğim hiç gülecek hâlim yoktu. İnsan bilmediğinin düşmanıdır hakikaten. Tecrübelerimle bunu daha iyi anladım. Hayatın her kesimi, kısa olsa da ders ve nasihat edici mahiyette. Hayallerimizin peşinden değil, hakikatlerin peşinden gitmemiz lazım geldiğini bir kalıba sığmamamız gerektiğini çok açık bir vaziyette öğrendim, anladım. Hepimizin şu veya bu şekilde kabiliyetleri, becerileri ve az çok zekâsı var. Bunları ortaya çıkarmak, faydalı hâle getirmek bizim irademizde, kendi inisiyatifimizde. Hakiki manada hür olabilmek işte buna denir. Burada; doğruyu eğriden, güzeli çirkinden, faydalıyı zararlı olandan, iyiyi kötüden ayırabilme hürriyetinden bahsediyorum, yoksa aklına geldiği gibi hayvani hislerle yaşamayı değil tabii. Şimdikiler hürriyet denilince özgürlüğü nefislerinin zebunu olabilmeyi kastediyorlar.

 

- !!!

 

- Mübarek bir zat-ı muhterem oğluna nasihat edip tavsiyede bulunurken: “Her türlü ilme ehemmiyet ver oğul, ne et ne yap ondan bir miktar öğren. Çünkü insan bilmediğinin düşmanıdır. Ben senin herhangi bir ilme düşman olmanı hoş göremem...” demiş. Akıl için yol bir.

 

- Şimdiye kadar çok okudum ama tek taraflı, yaygın ve reklâmı yapılan, herkes tarafından tavsiye edilen dünyalıkları okudum. Hatalarımızdan ders çıkarmak ve hayallerimizden vazgeçmemiz lazım geldiğini çok güzel vurguluyorsunuz. Teşekkür ederim Nefise Hanım, kendimi aşmanın zor olmadığını gösterdiğin için.

 

- Bilmukabele, ben de size teşekkür ederim bu fırsatı verdiğiniz için. Kendinizi aşmaya hazır olmasaydınız bizim hiçbir sözümüzü dinlemezdiniz. Yani iş sizde... bizimkisi papağanlık sadece.

 

- Bu kadar tevazu sahibi olmak da fazla değil mi?

 

DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.