Hiçbiri bu zor günümde yanımda değildi artık...

A -
A +
Ağladığımı kimseye söylemeyin sakın,
Ecel kapımda bekliyor, biliyorum yakın!
Ben yolumu seçtim sizler, kendinize bakın.
Sözden anlamaz, laf bilmez, kızma davarlara,
İhtiyaç olsa da gitme, bozuk diyarlara!
 
Ağladığımı bilmesin, tek eş dost akraba,
Herkese gülse de dışım, içim hep haraba.
Şen yazlarım kışa döndü, hakikat seraba...
Sözüm sana değil karpuz, kavun, hıyarlara,
Ne kendin git ne de gönder, kazık diyarlara!
 
Acı ağlatıyor bunu bilmeyen yok gibi…
Yelkovan akrep dengesiz, saat bozuk gibi.
Yaptığını çocuk yapmaz, adam ezik gibi!
Aklını başına topla, düşme ahu zarlara,
Gitme birbirinden şerli, tuzak diyarlara!
 
Hoca sessiz ağlar deme, çeken bilir, derdi.
Pişmiş pişmemiş önüne, ne konsaydı yerdi.
Ayrılık, gayrılık yoktu, birliği severdi.
"Yandım" diyerek başını, sokma pınarlara,
Oturduğun yerden gitme, bezik diyarlara!
                    ***
          HER ŞEY BİTTİ…
Hatırı sayılır seneleri geride bırakmış genç bir kadın sayılıyordum. Hastane odasında uyanır uyanmaz pencereye baktım, kalktım usulca açtım. Dışarıdan ezan sesleri geliyordu. “Namaz vakti…” dedim, lavaboya geçtim, itinayla abdest alıp tekrar odama döndüm. Kıbleyi biliyordum, hemen kâğıt havludan bir seccade boyu kestim yere serdim. Kalbim mahzun bir vaziyette huzura durdum. Her zaman olduğu gibi yüzüm mahcubiyetten boncuk boncuk ter olmuştu. Kalbi kırık olanlara has bir hâl ile huşu içinde namazımı kıldım, çok duâ ettim. Bizi yoktan var eden bugünlere gelmemizi sağlayan Rabb’imden, içimden geçenleri istedim defalarca. Öyle derinden hislenmiştim ki gözlerinden akan yaşa mâni olamıyordum. Çocuklar gibiydim. Hıçkırıyor “Acaba boşa mı geçti bunca senelerim…” deyip mazimi düşünerek ağladım ağladım…
 
Artık zamanı geldi,
Ağla gözlerim ağla.
Giden geri gelmedi,
Ağla gözlerim ağla!
 
Gönül hasta olsa da,
Günden güne solsa da,
Ağlamak zor olsa da,
Ağla gözlerim ağla!
 
Derdim sığmaz dağlara,
Döndüm viran bağlara,
Vur başını taşlara,
Ağla gözlerim ağla!
 
Bir aşk ki urgan gibi,
Sardı hem benliğimi,
Kabul et yenilgimi,
Ağla gözlerim ağla!
 
Yapayalnız ve çaresiz hissediyordum kendimi. Oysa kocam, iki çocuğum, ebeveynim, kardeşlerim olan hiç de küçümsenmeyecek bir ailem vardı ama hiçbiri bu zor günümde yanımda değildi. Sevip saydığım babam ve anneciğim çoktan defterlerinden silmiş, yuvalarından uçurmuştu. Çok ümit bağladığım, iyi günde kötü günde hiçbir zaman yalnız bırakmayacağına inandığım ve on üç on dört senelik hayat arkadaşım da “Ne hâlin varsa gör!” der gibi yalnız bırakarak gitmişti. Pasaportunu aldığını, vizeleri görmeseydim belki daha fena kandırıldığımı sanacaktım.
Hastanede karşılaştıklarım, tanımadığım hemşireyle olan konuşmalar aklımdan çıkmıyordu. Bütün dünyam altüst olup hepten yıkılmıştı. “Nefise Doktor’um, bu kadar ikiyüzlü olamazdı! Biri melek, diğeri şeytan!” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.